8 Nisan 2013 Pazartesi

ELEKTRONİK TİCARETTE LOJİSTİK: E-LOJİSTİK


ELEKTRONİK TİCARETTE LOJİSTİK: E-LOJİSTİK

 

            Devamlı yeni ürün, hizmet ve bilginin üretildiği günümüz koşullarında; iş dünyası her gün yeniden doğmaktadır. Şirketler birbirleri hatta bazen kendileri ile yoğun bir rekabet içine girmektedir. Başarılı olabilmeleri için yeni fırsat alanları bulmak ve bunu en hızlı şekilde kendi faaliyetlerine uyarlayarak, müşterilerinin hizmetlerine göre şekillendirip sunmak zorundadırlar. Teknolojinin bu gelişimi ile neredeyse her türlü işletme için geleneksel ticaretten, e-ticarete geçmek kaçınılmaz hale gelmiştir.

 
            E-ticaret; işletmeleri, tedarikçileri, müşterileri ve teknolojiyi yakından etkilemektedir. İşletmelerin örgüt yapılarını, bilgi teknolojilerinin kullanımını, ticaret yapı ve gerçekleşme ortamını, tedarik sürelerini, müşterilerin tutum ve isteklerini şekillendirmektedir.

             Günümüzde sadece ürünlerin akışı değil, bilgi akışı da çok önemli hale gelmiştir.  Daha önce tanımda da belirtildiği üzere, lojistiğin temel amacı doğru ürünü, doğru müşteriye, doğru yerde, doğru şartlarda ve doğru zamanda, mümkün olan en düşük toplam maliyetle sunmaktır. Bu amaca eksiksiz ulaşmak için, e-lojistik uygulamalarından faydalanmak gerekmektedir.

            E-lojistik; daha fazla bilgi ve hizmetin sunulduğu, geleneksel lojistiğin gelişmiş şeklidir. Daha açık bir anlatımla; geleneksel lojistik süreçlerinde (satınalma, depolama, müşteri hizmetleri vb.) internet teknolojilerinin temel alındığı sistemdir. Elektronik ticaretin gelişimi ile, geleneksel lojistik kökten değişmiş; çevik ve yüksek hızlı bir lojistik yaklaşımı gerekli hale gelmiştir. Geleneksel lojistik ile e-lojistik karşılaştırıldığında en temel farkın lojistik görüşünün değişiminde yaşandığı görülmektedir. Artık müşteriler “satın alma düğmesi”ne bastıkları andan malları teslim alma zamanına kadar-bazı durumlarda malların dönüş anları- kendilerine özgü, esnek ve yüksek hızlı, hizmet devamlılığı olan teslimatlar talep etmektedirler.

 
            Elektronik ortamda gerçekleşen alışverişler, ister nihai tüketiciye yapılsın ister işletmeler arasında yapılsın fiziki ortamda bir nakliye ve teslimle sonuçlanır. Bu nedenle, elektronik ticaretin lojistik sektöründe önemli bir büyüme yaratacağı açıktır.
        

            İnternet üzerinden yapılan satışların artması, yeni dağıtım, taşıma ve lojistik modellerini de gündeme getirecektir. Diğer taraftan, perakendeciliğin değişmesi ve gelişmesiyle alt hizmetler olarak depolama, dağıtım, hizmet, ambalaj ve paketleme de değişecek ve gelişecektir. Sonuç olarak, internet ve e-ticaretin gelişmesi ile lojistik sektörü de gelişecek ve değişime uğrayacaktır.

 
            E-ticaretin lojistik işletmelerine uygulanması şu yararları sağlayacaktır:

 

·         Gerekli ürünlerin temini,

·         Ürünlerin koşullara uygun yerlere konumlandırılması,

·         Ürünlerin rekabet edilebilir fiyatla sunulması,

·         Ürünlerin ihtiyaçları olundukları sırada kullanılır halde bulundurulması,

·         Ürünlerin müşterilere doğru zamanda teslim edilmesi.

 

            Bu sayılan maddeler e-lojistiğin özünü oluşturur. Bu beş maddeyi uygulayabilmek için; e-lojistik stratejiler kurmak, planlama yapmak, ortaklıklar kurmak ve teknolojiyi kullanmak zorundadır. Hız ve müşteriye özgü oluşturulan hizmetler, e-lojistiğin göze çarpan ilk özelliklerindendir. Hız ile belirtilmek istenen, sadece sipariş edilen malların istenilen zamanda bulundurulmasını sağlamak değil aynı zamanda değişimlere hızla uyabilmek ve esneklik yaratmak, hızlı yanıt verebilmektir. Müşteriye özgü hizmetlerin oluşturulmasında e-lojistiğin dinamik olma özelliği de belirir. Çünkü çoğu zaman özel siparişleri içerir, müşteriler artık kendisine ortak olarak görecek daima yanında olduğunu bildiği günün her saati izlenirliği olan sağlayıcılarla çalışmak arzusundadır. Geleneksel lojistik faaliyetler, bu gereksinimlere karşılık verme konusunda yetenekli değildir.

 

            E-LOJİSTİK FAALİYETLERİ

 

            Değişen ürün ve hizmet talepleri, işletmelerin yapılarını değiştirmelerini ve bu yapıya uygun faaliyetler geliştirmelerini gerektirmiştir. Günümüzde lojistik işletmeleri, faaliyetlerini hızlı ve eş zamanlı bilgi paylaşımı sunan sistemler geliştirerek düzenlemektedir.

           
            E-lojistik öğelerini şu şekilde sıralamak mümkündür:
                
·         Depolama,
·         Ambalajlama ve Yükleme,
·         Satınalma,
·         Taşıma Yönetimi,
·         Geri Dönüşüm,
·         Stok Planlama ve Kontrol,
·         Talep Tahmini,
·         Müşteri Hizmetleri,
·         Sipariş Süreci,
·         Diğer Hizmetler.
         

            Bilgi teknolojileri (IT) alanındaki yenilikler geçtiğimiz on yıl boyunca şaşırtıcı bir hızla gelişme göstermiştir. İlk olarak hızla yayılan internet teknolojisi ve ağ teknolojisinin ilerlemesi, hemen hemen her yerden internet ağına girişe olanak vermiştir. Bunun sonucu olarak, internet uygulamalarından doğan e-ticaret ve mobil ticaret gibi araçlar global işletmeler ve şirketler arası uygulamalar için teknoloji altyapısı sağlamaktadır. Ayrıca hesaplama gücündeki sürekli artış ve bilgisayar donanımlarının düşmekte olan fiyatları, ileri planlama programlama (APS) veya tedarik zinciri ağ planlama uygulamaları gibi çalışmanın ileriki konusunda açıklanacak olan bir çok yeni yazılım çözümlerini mümkün hale getirmiştir.      
       

            Müşteri tarafından elektronik imkanlar kullanılarak verilen sipariş, bütün akışın kontrol edildiği ve yönlendirildiği yönetim merkezinde değerlendirilmekte ve onaylanmasının ardından iş emrinin verilmesi ve bu emrin alındığının merkeze bildirilmesi, müteakiben yüklemenin gerçekleştirilmesi ve bu işlemin merkeze bildirilmesi, ardından merkezdeki müşteri bilgi hizmetleri aracılığıyla malın yüklendiğinin müşteriye bildirilmesi, mal müşteriye ulaştığında boşaltma işleminin yapılması ve bu durumun merkeze bildirilmesi ve son olarak da müşteri bilgi hizmetleri aracılığıyla müşterinin malın indirildiğine dair bilgilendirilmesi işlemleri gerçekleştirilmektedir. Bütün bu uygulamalar elektronik ortamda ve genellikle otomatik olarak gerçekleştirilmektedir. Mal akışı devamlı bir şekilde gözlenebileceği böyle bir sistem içerisinde en hızlı ve en esnek çözüm üretilerek hizmetin optimal şekilde sağlanmasına imkan tanımaktadır.

AB’NİN LOJİSTİK POLİTİKALARI VE LOJİSTİK BAKIŞ AÇISI



AB’NİN LOJİSTİK POLİTİKALARI VE LOJİSTİK BAKIŞ AÇISI

                   
 
                   ‘Avrupa Birliği’nin Ulaştırma Politikası’, genel hatlarıyla ulaşım sektöründeki AB standartlarını yansıtmaktadır. Bu standartlar AB vatandaşlarının kamu hizmetleri alanındaki sosyal hak ve özgürlüklerini korumayı amaçladığı kadar,  AB içerisindeki ekonomik rekabetin korunması, dengeli ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması için de önem  taşımaktadır.

            AB  Ulaştırma  Politikası,  tek  pazarın  düzenli  işlemesi  ve  gelişmesine  katkıda  bulunmasının  yanı sıra, ekonomik ve  sosyal bütünleşmenin kuvvetlendirilmesi amacıyla oluşturulmuştur. Zaman içinde fiderek artan   trafik sıkışıklığı,  hizmetlerin kalitesindeki bozulma, çevreye   verilen zarar, güvenliğin tehlikeye atılması ve bazı bölgelerin izole edilmesi ulaşım konusunda yeni faaliyetleri gerekli kılmıştır. AB’ nin ulaştırma politikasını maddeler halinde incelememiz gerekmektedir:

 
            AB neden bir Ortak Ulaştırma Politikası geliştirmeye gerek duymuştur?

            Ulaşım   sanayi,   AB   içerisinde   önemli   bir   konuma   sahiptir.   Ulaşım   sektörü  AB   GSYİH’sının %7’sini, istihdamın %7’sini, üye ülke yatırımlarının %40’ını ve enerji tüketiminin %30’unu oluşturmaktadır.  Topluluk  içi  trafikte  son  20  yılda,  ortalama  olarak,  mallar  için  yılda  %2.3, yolcular için ise %3.1  düzeyinde bir talep artışı meydana gelmiştir.

          Tek  Pazarın  tamamlanması,  özellikle  sınırların  kaldırılması  ve  deniz  taşımacılığının serbestleşmesi  gibi  Topluluk  ekonomisinin  liberalleşmesi  yönünde  atılan  önemli  adımlar  bir Ortak Ulaştırma Politikası oluşturma ihtiyacını kaçınılmaz kılmıştır. Bu adımlar talep edilen büyümenin devamı açısından, ayrıca tıkanıklık ve pazar  doyma  payı gibi problemlerin aşılması bakımından önem  teşkil etmektedir.

           Ancak, ulaşımın liberalleşmesinin önünde çeşitli kısıtlamalar da bulunmaktadır:

 Sosyal kısıtlama: Hizmet sağlama özgürlüğünün ulusal yasalar tarafından aynı titizlikle uygulanmamasından kaynaklanır. Hizmetlerin serbestleşmesi, Topluluk içindeki ülkelerin, hizmetleri ve niteliklerini yöneten kurallarının da uyumunu gerekli kılmaktadır.

 Ekonomik kısıtlama: Ulaşım teşebbüslerinin, altyapı yatırımlarına sermaye sağlamaması durumudur. Bu konu  özellikle karayolu ulaşım sektörü için önemlidir. Tedbirler alınırken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta  ise düzenlenecek olan demir yolu ulaşımının şu  anki dağınık taşımacılık yapısına son verecek  nitelikte olması gereğidir.

   Rota  garanti  kısıtlaması:  Çevresel  (ada)  ve  merkezi  (ana   kıta)  alanlar  arasındaki  ulaşım ağlarının işleyişine engel oluşturmayacak rekabetçi ortamın yaratılmasını içerir.

 
            AB Ulaştırma Politikasının temel amaçları nelerdir?

            Zaman  içinde gittikçe artan  trafik sıkışıklığı, hizmetlerin kalitesindeki bozulma, çevreye  verilen zarar,   güvenliğin  tehlikeye  atılması  ve  bazı  bölgelerin  izole  edilmesi  ulaşım  konusunda yeni faaliyetleri gerekli kılmıştır. Avrupa Birliği’nin Aralık 1992’de yayımladığı ulaşım üzerine Beyaz Kitabın   amaçları   arasında;   ulaşım   türleri   arasındaki   dengenin   değiştirilmesi,   yasalardaki tıkanıkların giderilmesi, kullanıcıların ulaşım politikasının merkezine yerleştirilmesi ve  ulaşımın giderek küresel bir nitelik kazanması yer almıştır. 2001  yılında yayımlanan ve EK’ te sunulan ikinci Beyaz Kitap ile ise, Ulaştırma pazarının serbestleştirilmesi sonrası oluşan ek sorunlar ele alınmış ve genişleme sonrası için yeni öneriler getirilmiştir. Beyaz Kitaba ilişkin genel bir bilgi verilecek olursa;

             Avrupa Komisyonu, 2001 yılında ulaştırma alanında rekabet ortamına uyum sağlayabilmek amacıyla “Beyaz Kitap: 2010 Ulaştırma Politikalarını” imzalamıştır. İlk kez tüketici ihtiyaçlarının stratejilerin temeline yerleştirildiği Beyaz Kitap halen Avrupa Birliği’nde ulaştırma politikalarını belirlemektedir. Ulaştırma sıkıntılarına yönelik 60 önlemin geliştirildiği Beyaz Kitap’ta önlemlerin birincisi demiryollarını, denizyollarını ve iç su yollarını canlandırarak ve bunların arasında bağlantılar kurarak , havayolunun da kontrollü büyümesini sağlayarak 2010 yılına kadar ulaştırma türleri arasındaki dengeyi oluşturmaktır. Diğer önlemler ise şu eksenlerde sıralanabilir: taşımacılıkta koridor anlayışının benimsenmesi, güvenli ve çevreye duyarlı ulaşım imkanlarının tercih edilmesi, lojistikte teknoloji ve altyapı yatırımlarına ağırlık verilmesi ve yük taşımacılığında bürokratik işlemlerin azaltılmasıdır.  Beyaz Kitabın temel esasları:


a) Tasıma türleri arasında dengeli dagılımın gerçeklestirilmesi

b) Tasımacılıkta darbogazların ortadan kaldırılması

c) Kullanıcıların tasıma politikalarının merkezine getirilmesi ve

d) Küresel tasıma yönetimi olarak belirlenmiştir.

 

a) “Tasıma türlerinin dengeli dagılımı” baslıgı içerisinde;

-Rekabetin düzenlenmesi.

            • Karayolu tasıma sektöründe kalitenin gelistirilmesi, teknik ve hukuki altyapıların gelistirilmesi, kontrol ve cezaların sıkılastırılması.

            • Demiryolu tasımacılıgının canlandırılması, ulusal (iç) pazarın demiryolu tasımacılıgı ile entegrasyonu, demiryolu altyapısının optimum kullanımı ve bu tasıma türündeki hizmetlerin modernizasyonu.

            • Havayolu tasımacılıgında büyümenin kontrolü, havalimanlarının kapasitesi ve kullanım biçimlerinin gözden geçirilmesi, güvenlik standartlarının sürdürülmesi, havayolu tasımacılıgında büyüme ve çevre arasında denge saglama.

-Tasıma türlerinin birbirine baglanması.

• Denizyolu, iç su yolu ve demiryollarının entegrasyonu

• Deniz-karayolu birlesimli hatların gelistirilmesi

• Yenilikçi hizmetlerin sunumu

• İntermodal hizmetlerin iyilestirilmesi: Yeni Marco Polo Programı

• Teknik düzenlemelerin yaratılması

• Esyaların tasıma türleri arasında dolasımının kolaylastırılmasına yönelik projeler

• Konteyner ve swap body’lerin standardizasyonu.


b) “Tasımacılıkta darbogazların elemine edilmesi” baslıgı içerisinde;

-Ana güzergahların yeniden ele alınması.

• Multimodal tasıma koridorlarında esya tasımacılıgına öncelik verilmesi.

• Yüksek hızlı yolcu tasıma sebekeleri

• Trafik kosullarının iyilestirilmesi

• Temel altyapı projeleri

• Alp güzergahlarının tamamlanması

• Pireneler boyunca geçislerin kolaylastırılması

• Yeni öncelik projelerinin meydana getirilmesi

• Tünel güvenlik düzeylerinin artırılması.

-Tasımacılık projelerinin finansmanı.

• Kamu bütçelerinin sınırlandırılması

• Özel sektör yatırımlarının saglanması

• Yenilikçi yaklasımların ortaya çıkarılması: Fon havuzlarının olusturulması.

c) “Kullanıcıların tasıma politikalarının merkezine getirilmesi” baslıgı içerisinde;

• Güvensiz yolların rehabilitasyonu

• Yıllık trafik kaza oran ve dagılımlarının artmasının önüne geçilmesi

• Karayolu trafik cezalarının harmonizasyonu

• Karayolu güvenligi için yeni teknolojilerin gelistirilmesi

• Tasımacılık ve insan iliskisi üzerinde durulması

• Kullanıcı hakları, kullanıcı sınırlarının belirlenmesi

• Kamu hizmetlerinde yüksek kalitenin olusturulması

• Kent trafiginin rasyonellestirilmesi.

d) “Küresel tasıma yönetimi” baslıgı içerisinde;

• Tüm tasıma türlerinin dogu-batı, kuzey-güney eksenlerinde entegrasyonu

• Mevcut altyapıların rekabet avantajı getirecek hale dönüstürülmesi için planlama çalısmaları

• Demiryolu sebekelerinin iyilestirilmesi

• Avrupa denizyolu tasımacılıgının güvenlik düzeyinin artırılması

• Avrupa Birligi’nin tasımacılık alanında uluslararası kurum ve kuruluslarda tek kimlik altında temsil edilmesi ve menfaatlerine uygun politikaların saglanması.




 

TEN-T Avrupa Ulaşım Ağı (Trans-European Transport Networks)


 Avrupa Ulaşım Ağı (Trans-European Transport Networks)

 

            Avrupa ulaşım ağı (TEN-T); ekonomik ve sosyal bütünlüğü sağlamak amacıyla, ekonomik rekabet edebilirlik ve dengeli ve sürdürülebilir bir kalkınmanın ana parçasını oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Avrupa ulaşım ağının yol haritası Temmuz 1996’da Avrupa Parlementosu tarafından kabul edilmiş, ağın tamamlanması için 2010 yılı hedeflenmiş, buna karşın, gelişmeler istenilen düzeyde olmamıştır. 1998 yılında yapılan değerlendirmede 1996-1997 döneminde 38 milyon Euro’nun harcandığı fakat ağın tamamlanabilmesi için 2010 yılına kadar 450 milyon Euro gerektiği bildirilmiştir. Bunun üzerine 2001 yılında “Beyaz Kitap: 2010 ulaşım politikaları”, ulaşım politikalarını belirlemek üzere imzalanmıştır. Beyaz Kitap, ulaşım yatırımlarında bazı önceliklerin ve koridorların  belirlenmesini sağlamıştır. 2003 yılının sonunda temel bir revizyona gidilip, kısa yol deniz taşımacılığı için “deniz otobanları”, genişleme ve doğu ulaşım koridorları için “pan-Avrupa” kavramları yerleştirilmiştir. Ayrıca Avrupa Ulaşım Ağı (TEN-T); Galileo –Avrupa uydu navigasyon sistemi- ve ERTMS –Avrupa demiryolu trafiği yönetim sistemi- gibi büyük teknoloji projelerini de kapsamaktadır.

             2020 yılında TEN-T projesinin tamamlanmasıyla 89.500 km. yol, 20.000 km.’si hızlı tren olmak üzere 94.000 km. demiryoluna ulaşılması hedeflenmektedir. Ayrıca 210 iç limanı kapsayan 11.250 km.’lik iç suyolu sistemi, 294 liman ve 366 havaalanı olacağı düşünülmektedir. 2004 yılında yapılan bir çalışmaya göre TEN-T’nin belkemiğini oluşturan 30 hattın tamamlanmasıyla trafik sıkışıklığında %14 oranında düşüş olacaktır. Bunun bölgeler arası faydası yıllık 8 Milyar Euro olarak hesaplanmıştır. 2000 ile 2020 yılları arasında yük taşımacılığının Avrupa Birliğine yeni katılan ülkelerle birlikte üçte ikiden daha fazla artacağı hesap edildiğinde TEN-T projelerinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. Bu hatların tamamlanması çevresel anlamda da büyük faydalar sağlayacaktır. 2020 yılında taşımadan kaynaklı CO2 emisyonu bu güne göre % 38 daha fazla olacaktır. 30 öncelikli hattın tamamlanmasıyla bu artış % 4 oranında düşüş gösterip yıllık 6.3 Milyon-Ton daha az CO2 emisyonunu sağlayacaktır.

             2004 yılında, 30 öncelikli hattın 2020 yılında tamamlanmasının toplam maliyeti 225 Milyar Euro olarak hesaplanmıştır. Diğer projelerle birlikte bu miktar 600 Milyar Euro’yu aşmaktadır. 30 öncelikli hat için gerekli para Avrupa GSMH’nın % 0.16’sını oluşturmakla birlikte katacağı ekonomik büyüme GSMH’nin % 0.23’üne denk gelmektedir. 2005 yılına kadar Avrupa fonlarından 5 Milyar Euro TEN-T projeleri için harcanmıştır. 2007-2013 döneminde bu oran daha da artarak 20.35 Milyar Euro’ya çıkacaktır. Bu miktar projelerin tamamlanabilmesi için küçük bir oran olup, geri kalan kısım için  Avrupa Birliği kamu kesimi özel sektör işbirliklerini teşvik etmektedir.

 
No
Tablo 2.1 AVRUPA’DA ULAŞTIRMA ALTYAPISI İÇİN SEÇİLMİŞ
ÖNCELİKLİ 30 HAT VE PROJE
1
Berlin–Verona/Milano–Bologna–Naples–Messina–Palermo Demiryolu Hattı
2
Paris–Brüksel–Köln–Amsterdam–Londra Hızlı Demiryolu Hattı
3
Güney-Batı Avrupa Hızlı Demiryolu Hattı
4
Doğu Hızlı Tren Hattı
5
Betuwe Hattı
6
Lyon–Trieste–Divaca/ Koper–Divaca–Ljubljana–Budapeste–Ukrayna Sınırı Demiryolu Hattı
7
Igoumenitsa/Patras–Athina–Sofya–Budapeste Otobanı
8
Portekiz/İspanya- Avrupa Kombine Hattı
9
Cork–Dublin–Belfast–Stranraer Demiryolu Hattı
10
Malpensa Havaalanı
11
Oresund Sabit Hattı
12
Kuzey Demiryolu/Karayolu Üçgeni
13
İngiltere/İrlanda/Benelux Karayolu
14
Batı Kıyısı Ana Hattı
15
Galileo
16
Sines/Algeciras-Madrid-Paris Demiryolu Yük Taşımacılığı Hattı
17
Paris-Strazburg-Stuttgart-Viyana-Bratislava Demiryolu Hattı
18
Rhine/Meuse-Tuna İçsuyolu Hattı
19
İber Yarımadası Hızlı Tren Koordinasyonu
20
Fehmarn Belt Demiryolu Hattı
21
Deniz Otobanları Hatları
22
Atina–Sofya–Budapeste–Viyana–Prag– Nuremberg/Dresden Demiryolu Hattı
23
Gdansk–Warsaw–Brno/Bratislava–Viyana Demiryolu Hattı
24
Lyon/Genova–Basle–Duisburg–Rotterdam/Antwerp Demiryolu Hattı
25
Gdansk–Brno/Bratislava–Viyana Demiryolu Hattı
26
İrlanda/İngiltere/Avrupa Demiryolu/Karayolu Hattı
27
Varşova–Kaunas–Riga–Tallinn–Helsinki Baltık Demiryolu Hattı
28
Brüksel–Lüxemburg–Strasbourg Demiryolu Hattında "Eurocapril" Projesi
29
Ege/Adriyatik İntermodal Koridoru Demiryolu Hattı
30
Seine–Scheldt İçsuyolu Hattı

 

          TEN-T Kapsamında Bazı Öne Çıkan Kavramlar ve Projeler

Kısa Deniz Yolu Taşımacılığı

 Avrupa Birliği’ne üye ülkeler, karayolundaki yük yoğunluğunu azaltmak amacıyla çevreye daha az zararlı olan, taşıma maliyeti daha az ve çok türlü taşımacılıkta önemli bir yeri olan denizyolu taşımacılığının payını arttırmayı hedeflemektedirler. Bu doğrultuda yüklerin denizlere kaydırılması için Kısa Mesafeli Denizyolu Taşımacılığı (SSS-Short Sea Shipping) kavramı geliştirilmiştir.

            Kısa Mesafeli Denizyolu Taşımacılığı; Avrupa limanları arasında ve bu limanlar ile Avrupa ülkesi olmayıp, Avrupa sınırlarındaki kapalı denizlere kıyısı olan ülkeler arasında yapılan yolcu ve yük taşımacılığıdır. Bu tanıma göre; kısa mesafeli deniz yolu taşımacılığı, iç su yolları ve uluslar arası deniz taşımacılığını, ana limanlara bağlantı yapan feeder hizmetleri, kıyı boyunca ve adalara yapılan taşımacılık ile nehir ve göllerde yapılan taşımacılığı kapsamaktadır. Bu bağlamda kısa mesafeli denizyolu taşımacılığı; Avrupa Birliği’ne üye ülkeler ile Akdeniz, Karadeniz ve Baltık Denizi’ne kıyısı olan devletler ve Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olan Norveç ve İzlanda arasında yapılan denizyolu taşımacılığını kapsamaktadır. Bu tür taşımacılık kısaca, Avrupa Ulaştırma Bakanları Konferansı’nda (ECMT) belirtildiği gibi Atlantik geçişi yapmayan kısa mesafeli ve kısa süreli denizyolu taşımacılığı şeklinde tanımlanabilir. Kısa Mesafeli denizyolu taşımacılığı, sadece karayolu taşımacılığına bir alternatif olmayıp, ayrıca değişik ulaşım türlerinin entegrasyonu ile oluşan kombine taşımacılık ağında yer alan ve lojistik hizmetlerin optimizasyonunu amaçlayan bir işlevi de bulunmaktadır.

            Avrupa Birliği’nde “Kısa Mesafeli Denizyolu Tanıtım Merkezleri” (SPC – Short Sea Promotion Center) kurulmuştur. Bu merkezler Avrupa Birliği’ne üye ve denize kıyısı olan 16 ülkede kurulmuştur. Bu tesisler kısa mesafeli denizyolu taşımacılığında teşvik ve iletişim olgularının temel merkezi olarak hizmet vermekte olup, bünyesinde barındırdıkları elektronik ağ sistemi ile eş zamanlı görüşmelerin gerçekleşmesine ve oluşturdukları veri tabanı ile bilgi alışverişine yardımcı olmaktadır.

            Kısa mesafeli denizyolu taşımacılığını geliştirmek için  TEN-T kapsamında Deniz Otobanları (Motorways of Sea) projesi geliştirilmiştir. Beyaz kitapta da vurgulanan Deniz Otobanları; deniz odaklı yeni bir intermodal lojistik zinciridir. Gelecekte ulaşım organizasyonlarına temel bir değişiklik getireceği düşünülen bu proje daha sürdürülebilir ve ticari açıdan diğer türlere göre daha verimli olacaktır. Deniz Otobanları projelerinde 3 temel amaç güdülmektedir. Bunlar; yük trafiğinin deniz temelli hatlara kaydırılması, uyumun arttırılması ve karayolundaki tıkanıklığın azaltılmasıdır. Deniz otobanları projesi 2007-2013 döneminde daha fazla önem kazanmış, hibe fonları için ayrı bir bütçe oluşturulmuştur. Deniz Otobanları projelerinin üzerinde geliştirilmesi için dört koridor belirlenmiştir.             Bunlar:

 -          Baltık Denizi Otobanı:  Baltık denizi Ülkelerini Kuzey Denizi ve Baltık Denizi’ni kullanarak Orta ve Batı Avrupa Ülkeleri’ne bağlayan hat,
-          Batı Avrupa Deniz Otobanı: İspanya ve Portekiz’i Atlantik üzerinden Kuzey Deniz’e bağlayan hat,


-          Güney-Doğu Avrupa Deniz Otobanı: Adriyatik Denizi’ni Ege ve Doğu Akdeniz’e bağlayan hat,

-          Güney-Batı Avrupa Deniz Otobanı: İspanya, Fransa, İtalya ve Malta’yı kapsayan Batı Akdeniz’i, Karadeniz’i de kapsayacak şekilde Güney-Doğu Avrupa’ya bağlayan hat.



             Galileo Projesi

            Galileo, Avrupa Birliği ve Avrupa Uzay Ajansı tarafından başlatılan bir uydu navigasyon sistemidir. Bu sistem ulaşım sektörü (araç konumunun belirlenmesi, hat araştırması, hız kontrolü, güvenlik sistemleri vb.), sosyal hizmetler (engelli ve yaşlılara yardım amaçlı), adalet ve gümrük hizmetleri (suçluların takibi, gümrük kontrolü vb.), kamu hizmetleri ( coğrafi bilgi sistemleri), arama ve kurtarma çalışmaları ve yön bulmak için coğrafi konum bilgisi vermeye yönelik 30 uydu ve yer sisteminden oluşmaktadır. Projenin tanımlama ve geliştirme aşamaları tamamlanmış olup ticari amaçlara yönelik kullanım aşaması üzerinde çalışılmaktadır.