21 Mart 2012 Çarşamba

TÜRKİYE’DE LOJİSTİK EĞİTİMİ


TÜRKİYE’DE LOJİSTİK EĞİTİMİ

            Türkiye’de lojistik sektörü, diğer gelişmiş ülkelerden gecikmiş bir şekilde, son 10-12 yıllık süreç içerisinde hızla büyüme göstermiştir. Bu gecikmenin nedenlerinin en başında sektörün değerinin ülkemizde geç kavranmış olması gelmektedir. ABD ve Avrupa ülkelerinde lojistik sektörü 1960-1990’lı yıllarda gelişim evresini tamamlamış, küreselleşmenin etkisiyle, özellikle yabancı sermayenin ve çok uluslu şirketlerin ülkemize doğru yönelmesi, firmalar ve şirketler bünyesinde oluşan stratejik ortaklıklar ve partnerliklerle sonuçlanmıştır. Bu sonuçların lojistik sektördeki iz düşümü ise, sektörün gelişimi olarak karşımıza çıkmıştır. Diğer bir ifade ile yapancı lojistik şirketler ve firmalar ülkemizdeki lojistik sektörün ve lojistik firmalarının gelişiminde lokomotif görevi görmüştür. Bu gelişim süreci 2000’li yıllarda hızlanmış ve günümüze kadar artarak gelmiştir. 

      Bugün 7 milyar insanın yaşadığı ve 16 trilyon dolarlık ticaret hacmine sahip dünya ekonomik pazarında, lojistik hacim ortalama 6.4 trilyon dolar (%40) civarında bulunmaktadır. Ancak bu gün itibarıyla Türkiye gerek dünya ticaret hacminin, gerekse lojistik hacmin oluşturduğu pastadan yeteri kadar faydalanamamaktadır. Kıtalar arası lojistik bir köprü ve kanal görevi gören ülkemiz, bugün itibarı ile 50-60 milyar dolarlık (dünya lojistik hacminin yaklaşık yüzde biri) bir lojistik kapasiteye sahip bulunmaktadır. Bu kapasite içerisinde çeşitli ölçeklerde birçok Lojistik Hizmet Üreten Firma (LHÜF) hizmet vermektedir. Ancak söz konusu bu firmaların Türk ekonomisine sağladığı lojistik değer yıllık ortalama 6-8 milyar dolar (dünya lojistik hacminin yaklaşık binde biri) civarında bulunmaktadır. Diğer bir ifade ile kapasitenin yalnızca % 13’nün kullanılması, lojistik potansiyel gücün, kapasitenin, kaynakların ve enerjinin atıl kalmasına neden olmaktadır.

Bugün dünya ekonomisinde gelişmiş ülkelerin lojistik faaliyetler için yapmış oldukları harcamaların GSMH’nın içindeki payı ortalama %1,5 - %2 arasında yer almaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran %0.2 ile %0.5 arasındadır. Bu oran Türkiye’de %0,3 civarındadır. Ülkelerin toplam yıllık yatırımları içerisindeki lojistik yatırım payları ise, gelişmiş ülkelerde %15 - %40 arasında seyrederken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran %2 - %5 arasında kalmaktadır. Türkiye de bu oran yıllık %3’tür. Lojistik sektördeki yıllık büyüme oranları ise, gelişmiş ülkelerde %5 - %12 arasında seyrederken, gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran %15 - %25’e çıkmaktadır. (Kriz yılları hariç Avrupa’da yıllık % 7-10, Kuzey Amerika da yıllık %15, Asya da % 20 ve Türkiye deki yıllık büyüme oranı ortalama %15-20’dir.).
Lojistik sektöründeki büyüme, birçok işletmenin kendi bünyesinde lojistik departmanlarını açması ve lojistik hizmetlerini dış kaynak kullanımı ile karşılanması sonucu 3PL. ve 4PL. Lojistik Hizmet Üreten Firmaların (LHÜF) sektörde yer alması ile artmış ve bununla doğru orantılı olarak sektörde uzmanlaşma ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Türkiye’deki uzmanlaşmış, profesyonel, kalifiye, eğitimli personel sayısı sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek düzeyde değildir. Sektördeki gelişime bağlı olarak ülkemizde devlet, vakıf veya özel üniversitelerde lojistik dallarında eğitim veren çeşitli ön lisans, lisans ve lisansüstü (yüksek lisans-doktora) eğitim programları açılmaya başlanmış ve günümüzde sayıları giderek artmaktadır. Eğitimin bu örgün yapılanmasının yanı sıra, yaygın eğitim yapılanması ile de lojistik sektörün hizmet içi eğitim ihtiyaçları özel danışmanlık ve eğitim firmaları tarafından karşılanmaya başlanmıştır.

            Bu gün küresel yapının ihtiyaçlarını karşılayacak lojistik eğitimler çok boyutlu çok yönlü ve süreç bazlı olma özelliği taşımaktadır. Bu durumu gerekli kılan etmenlerden biri lojistiğin disiplinlerarası (lojistik, ekonomi, işletme, mühendislik vb.) bir olgu olmasıdır. Diğeri etmen ise, lojistik iş süreçlerinde bir çok farklı özellikte iş alanlarının (sigorta, gümrük, nakliye, depo yönetimi, envanter yönetimi, pazarlama, müşteri hizmetleri vb.) birlikte yürütülmesi zorunluluğundan kaynaklanmaktadır

            Türkiye’de lojistik alanında lisans ve lisansüstü eğitim veren belli başlı üniversite ve bölümleri Tablo-1’de gösterilmiştir.

Tablo 1. Türkiye’de lojistik alanında lisans ve lisansüstü eğitim veren belli başlı üniversite ve bölümleri

ÜNİVERSİTE ADI
ENSTİTÜ/FAKÜLTE
PROGRAM ADI
Yaşar Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası Lojistik Yönetimi
Atılım Üniversitesi
İşletme Fakültesi
Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık
Beykent Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası Lojistik ve Taşımacılık
İzmir Ekonomi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Lojistik Yönetimi
İzmir Ekonomi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Lojistik Yönetimi Yüksek Lisans
Okan Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Uluslararası Lojistik
Dokuz Eylül Üniversitesi
Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek Okulu
Deniz İşletmeleri Yönetimi Lojistik
Dokuz Eylül Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Lojistik Mühendisliği Tezli ve Tezsiz Yüksek Lisans
Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Denizcilik İşletmeleri ve Yönetimi Yüksek Lisans
Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Lojistik ve Deniz Ulaştırması Tezsiz Yüksek Lisans
Kara Harp Okulu
Savunma Bilimleri Enstitüsü
Malzeme Tedarik ve Lojistik Yönetimi Yüksek Lisans
Kara Harp Okulu
Savunma Bilimleri Enstitüsü
Malzeme Tedarik ve Lojistik Yönetimi Doktora
Doğuş Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Doktora

            Günümüzde şirketler her alanda işletmeye, sektöre, pazara ve müşteriye değer katabilecek niteliklerde, donanımda ve rekabetçi özelliklere sahip profesyonelleri istihdam etmek istemektedirler. Bu durum lojistik ve tedarik zinciri içerisinde yer alan çeşitli görevlerdeki profesyoneller içinde geçerlidir. İşletmeler lojistiğin operasyonel ve ekonomik katkıları yanında giderek artan stratejik katkılarının farkına vardıkça ve lojistiğin, müşteri hizmet düzeyini arttırarak ve müşteri memnuniyeti yaratarak firmalara rekabet avantajı sağlayan bir değer olduğunu anladıkça nitelikli lojistik ve tedarik zinciri yönetimi profesyonellerine olan talep artmaktadır.

            Günümüzün lojistik profesyonelleri büyük resmi görebilecek ve sistem elemanları arasında entegrasyonu sorunsuz şekilde sağlayabilecek bilgi, yeterlilik ve becerilere sahip olması gerekir. Bu da ekonomi, hukuk, işletme, ihracat, ithalat, lojistik, tedarik zinciri yönetimi ve yönetimde insan ilişkileri konularında pek çok bilgi ve beceriye sahip olmalarını gerektirir. Ancak bu bilgi becerilerin ağırlık dereceleri pozisyon özellikleri, işletme özellikleri ve işletmenin bulunduğu bölgeye göre değişebilir.

            Nitelikli lojistik personellerinin; karmaşık yapıya uyum sağlayabilecek, ekiple çalışabilecek, yabancı dil veya dillere sahip, bilgisayar programları kullanabilen, süreç analiz ve yönetimini iyi yapabilecek, birden çok disiplin alanında bilgi sahibi, esnek düşünebilen, eğitime açık ve insan ilişkilerinde başarılı bireyler olmaları şarttır.

            Lojistik eğitiminde, temelde benzer, farklı ders gruplarının dağılımıyla oluşturulmuş iki ekolden söz edebiliriz. Bunlar;

            1.         İşletme Modelli Lojistik Eğitimi,

            2.         Mühendislik Modelli Lojistik Eğitimi.      
 

            Mühendislik modelinde mühendislik ve lojistik ve TZY derslerine ağırlık verilirken bunlar özellikle yönetsel anlamda faydalı olacak işletme dersleri ile desteklenmektedir.

            İşletme modelinde ise işletme bilimi dersleri ve lojistik ve TZY dersleri ağırlıklıdır ve bunlar özellikle sistem yaklaşımı, karar alma ve analiz konularında faydalı olacak mühendislik dersleri ile desteklenmektedir.

            1990 Yılların ikinci yarısından itibaren üniversitelerde açılan eğitim programları “Lojistik Mühendisliği” adı altında tasarlanmış olmasına rağmen, gelişen ve değişen şartlar sonucu 2000’li yıllardan itibaren programlar değişikliğe uğrayarak “Lojistik Yönetimi” adı altında toplanmıştır.

      Bu gün lojistik yönetimi eğitim programlarıyla; çok modlu tanımlanmış ulaştırma ve entegre güvenlik iş çözümleri, sektörel, mühendislik, coğrafi, kavramsal, sosyal, teknik ve teknolojik deneyimler, lojistik ve tedarik zinciri yönetimine yönelik problem çözme, çözüm üretme, tasarım, iş ve iç süreçleri geliştirme, süreç yönetimi, pazar analizi, yeni iş modelleri oluşturma ve geliştirme, yaratıcı yeni nesil akıllı lojistik ve tedarik zinciri sistemleri geliştirme ve analitik düşünme vb. yeteneklerin lojistik insan kaynağına kazandırılması hedeflenmelidir.

Bu kapsamda lojistik eğitim verilecek bireylere kazandırılması gereken becerileri; lojistik kavramsal beceriler, lojistik teknik beceriler, lojistik ilişkisel beceriler ve sosyal beceriler şeklinde sınıflandırmamız mümkündür. Bu becerilere örnek verecek olursak;

            Lojistik kavramsal beceriler olarak; uluslar arası ve küresel lojistik ve tedarik zinciri yönetimi, ulaştırma ve nakliye, envanter, tedarik, satın alma, stok, kalite, hizmet yönetimi, finans yönetimi, lojistik planlama (stratejik, taktik, operatif planlama), lojistik politikalar, dağıtım yönetimi, yeşil ve tersine lojistik, 1PL, 2PL, 3PL, 4PL ve 5PL, depolama ve tedarik zinciri yönetimi vb. becerilerinin,

            Lojistik teknik beceriler olarak; lojistik istatistiği, maliyet, fiyat, paketleme, ambalajlama, bar-kodlama, lojistik mühendisliği, depo tasarımı, genel tasarım, çözüm üretme, problem çözme, lojistik bilgi sistemleri (LBS), tedarik zinciri tasarımı, muhasebe, süreç geliştirme, yeni iş süreçleri oluşturma, karar verme süreçleri, karar destek sistemleri, maliyet analizi, sigortalama, NETWORK oluşturma, iş akış analizi, sipariş süreç yönetimi, performans hedefleri, cross docking, inavasyon, gümrük işlemleri, operasyon yönetimi, nakliye yönetimi, trafik, yükleme, boşaltma, elleçleme ve dokümantasyon vb. becerilerinin,

            Lojistik ilişkisel beceriler konusunda ise; işletme yönetimi, ürün yönetimi ve ürün geliştirme, üretim yönetimi, sektör, piyasa, pazarlama, promosyon, ekonomi, sözleşme yönetimi, perakende yönetimi, stratejik planlama, stratejik kaynak yönetimi, satış yönetim, talep yönetimi ve tahmini, kalite yönetimi, zaman yönetimi, IT yönetimi, hukuk, muhasebe, çevre yönetimi, proje yönetimi, yöneylem (harekat araştırması), endüstri mühendisliği, uluslar arası ilişkiler, matematik, istatistik, organinasyonel yapı kurma, dış kaynak kullanımı, vb. becerilerinin,

            Sosyal beceriler olarak da; müşteri hizmetleri, çevre yönetimi, yönetimde insan ilişkileri, motivasyon, iletişim, görüşme becerisi, liderlik, işbirliği, pozitif tutum, medya, basın yayın, psikoloji ve örgüt psikolojisi vb. becerilerinin kazandırılmasını sayabiliriz.

            Sonuç olarak çağımızın parlayan yıldızı konumundaki lojistik sektörünü gelecekte taşıyacak ve geliştirecek olanlar nitelikli lojistik profesyonelleridir. Bu bireyler arasından büyük resmi en iyi görme kabiliyetine sahip olan, iyi ve kaliteli eğitim almış, nitelikli lojistikçiler sıyrılacak ve hem çalıştıkları işletmeler, hem de kendileri için büyük bir değer konumuna geleceklerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum ve önerilerinizi bekliyoruz.