AVRUPA BİRLİĞİ TAŞIMACILIK POLİTİKALARI VE TÜRKİYE
Taşımacılık
endüstrisi, AB GSYİH'sinin % 7'sini, istihdamının % 7'sini ve Topluluk enerji
tüketiminin % 30'unu oluşturmaktadır. Karayolu taşımacılığı, demiryolları, hava
taşımacılığı, denizyolu taşımacılığı, çoklu taşımacılık, iç su yolları,
lojistik, temiz şehir taşımacılığı gibi alt sektörler, taşımacılık sanayi
kapsamında yer almaktadır.
AB'de
sosyal uyumun sağlanması ve ekonomik açıdan kalkınma için büyük önem taşıyan
ortak bir taşımacılık politikasına dair genel esaslar, Roma Antlaşması'nın 74
ve 84. maddeleri arasında yer almaktadır.
Avrupa
Komisyonu'nun 1985 yılında yayınladığı Beyaz Kitap çerçevesinde, taşımacılık
alanında uyumlaştırma ve serbestleştirme çabalarına hız verilmiştir. 1992
tarihli Maastricht Antlaşması ile, taşımacılık politikasının siyasi, kurumsal
ve mali esasları geliştirilmiştir. Ayrıca, Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı
oluşturulmuştur.
Avrupa
Komisyonu'nun 1992 yılında yayınladığı diğer Beyaz Kitap ile, AB'nin ortak
taşımacılık politikası, sürdürülebilir hareketliliğe dayalı, bütünleştirilmiş
bir politika olarak ele alınmaya başlanmıştır. Haziran 1995'te yine Avrupa
Komisyonu tarafından hazırlanan "Ortak Taşımacılık Politikası: 1995-2000
dönemi için Eylem Planı" kabul edilmiştir.
Bunu,
Aralık 1995 tarihinde yayınlanan "Taşımacılıkta adil ve etkin
fiyatlandırma" adlı Yeşil Kitap ve Aralık 1998'de yayınlanan ve 2000-2004
dönemini kapsayan başka bir bildiri takip etmiştir. Yine Komisyon tarafından
Eylül 2001'de hazırlanan "2010 yılı için Ortak Taşımacılık Politikası;
Karar verme zamanı" başlıklı Beyaz Kitap, bu alanda yapılan bir başka
önemli çalışma olmuştur.
Burada, 2010 yılına kadar modern, sürdürülebilir bir ulaştırma sisteminin oluşturulması için ekonomik kalkınma ile toplumun kalite ve güvenlik talepleri arasında bir denge kurulması amaçlanmıştır.
Burada, 2010 yılına kadar modern, sürdürülebilir bir ulaştırma sisteminin oluşturulması için ekonomik kalkınma ile toplumun kalite ve güvenlik talepleri arasında bir denge kurulması amaçlanmıştır.
Kişilerin
ve malların serbest dolaşımının sağlanabilmesi açısından son derece önemli bir
yere sahip olan karayolu taşımacılığında en önemli sorun trafik kazalarıdır.
Buna istinaden Avrupa Komisyonu, 2010'a kadar kaza ölümlerini % 50 oranında
azaltmak için bir Avrupa karayolu güvenliği eylem programı yayınlamıştır.
Demiryolları
ile taşımacılık ise, kara yolları taşımacılığına göre son yıllarda düşüş
göstererek 2000 yılında % 8,1'i bulmuştur.. Buna rağmen, demiryolları geniş bir
alana yayılması ve genel itibariyle iyi durumda olması nedeniyle avantajlıdır.
Hava
taşımacılığı, son 20 yılda AB içinde önemli oranda büyüme kaydetmiştir. 15 üye
ülkenin havaalanlarındaki trafik, 1970'e oranla beş katına çıkmıştır.
Deniz
taşımacılığına bağımlı olan AB'nin dış ticaretinin % 90'ından fazlası ve iç
ticaretinin % 43'ü deniz yoluyla gerçekleşmektedir. Bu anlamda, deniz
taşımacılığının güvenliği ayrı bir önem taşımaktadır.. AB, iç sularında dolaşan
bütün gemilerin uygulaması ve Uluslararası Denizcilik Örgütü'nün (IMO)
kurallarının pratik olarak gerçekleştirilmesi için ortak yaklaşımlar
gerçekleştirmektedir.. Komisyon'un 2000 yılında hazırladığı Erika I ve Erika II
isimli yönergeler deniz taşımacılığı güvenliği ile ilgili aldığı önlemlerden
birkaçını oluşturmaktadır.
Bilindiği
üzere, taşımacılık alanında Türkiye'nin yüksek düzeyde altyapı yatırımına
ihtiyacı bulunmaktadır. Ancak, kaynak yetersizliği söz konusu yatırımlara
başlanmasını ve dolayısıyla tamamlanmasını engellemektedir. Bu açıdan
bakıldığında, Türkiye'nin ulaştırma altyapısında, gelişmiş bir karayolu ağı
bulunmasına rağmen, otoyol ağının yeterli yaygınlığa sahip olmadığı
görülmektedir. Demiryolları da gerek hat uzunluğu gerek teknoloji olarak
yetersizdir. Denizyolları ve havayolları alanlarında da Türkiye'nin pek çok
eksiği bulunmaktadır.
Avrupa
Birliği, gelişmişlik düzeyi daha düşük olan üye ülkelerinin altyapılarının
yapımına hibeler ve krediler yoluyla destek sağlamaktadır. AB yıllık bütçesinin
yaklaşık beşte ikisi yapısal fonlara ayrılmakta, hibe nitelikli bu yardımlar
ile AB'nin az gelişmiş bölgelerinin kalkınmasına yönelik projelere destek verilmektedir.
Ayrıca AB, üye ülkeler arasında taşımacılık ağlarını birleştirmeye yönelik
Trans Avrupa Ağları projelerini desteklemektedir. Birlik bütçesine dayanan bu
fonlar projelere yönelik olup üye ülke bütçelerine yapılmış doğrudan katkı
değildir.
Türkiye'nin AB'ye tam üye olması durumunda söz konusu kaynaklar, Türkiye'nin karayolu ve otoyolu yatırımlarını tamamlaması, demiryollarını modernize etmesi, denizyolları ve havayolları alanında varolan sorunlarının giderilmesinde de kullanılacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum ve önerilerinizi bekliyoruz.