lojistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
lojistik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Nisan 2013 Pazartesi

TRACECA PROJESİ VE TÜRKİYE


TRACECA PROJESİ VE TÜRKİYE

           
            ÜYE ÜLKELER AÇISINDAN TRACECA
          

            Üye ülkeler çok modlu TRACECA rotasına, Avrupa pazarına açılmada ilave bir bağlantı olarak ve de küresel ticarete entegre olma açısından stratejik bir önem vermektedir. Ayrıca TRACECA Programı anlaşmalarda transit ücretlerini rekabetçi seviyede tutarak, hükümetler ve ulaştırma sektörü arasında yakın bir işbirliği ve bağlantılar yaratmış ve de sınır geçişleri prosedürlerini kolaylaştırmıştır. TRACECA koridorundaki, batı-doğu yönünde en kısa, potansiyel en hızlı ve en ucuz kara ulaştırması bağlantısı olmasından dolayı, yük taşımacılığındaki artış nakliyecilerin bu rotaya ilgisini göstermektedir.

  •            Ulaştırma, kalkınma ve entegrasyon aracı olarak TRACECA’nın bugün hareket noktaları daha güçlüdür:

  •             Bütün Avrupa ülkeleri bölgeler arasındaki ticareti yükseltmek için TRACECA üye ülkeleri ile yaşayan bir bağlantıya ilgi duymaktadırlar.

  •             Birçok TRACECA ülkesi kara ile çevrili olup, bunlar ulaştırma ve ticareti kolaylaştırmaya dayalı anlaşmalar ve ortak politikalar sayesinde dünya pazarına TRACECA bölgesinden ve sularından yararlanarak girebilmektedirler.

  •             Ulaştırma alanındaki ortak politikaları ve ticareti kolaylaştırma ile ehemmiyeti ve güvenliği geliştirmek için TRACECA bölgesinde yeterli ölçüler alınmış ve uygulanmıştır.

  •             AB ( ve diğer bağışçılar) bölgesel konulu projelerden haberdar olmak için IGC’nin (TRACECA Hükümetlerarası Komisyonu) desteğine ihtiyaç duymaktadır ve de Daimi Sekreterlik yeni bütçe çizgileri çerçevesinde destek verebilecek en iyi adrestir.

  •             Yeni üye başvuruları, yüksek orandaki TRACECA internet sayfası ziyaretçileri, üçüncü ülkelerin PS’den sayısız istekleri, dünya çapında basında yer alan TRACECA raporları hükümetler arası kuruluşun çekiciliğinin, yaşanılabilirliğinin ve de etkinliğinin kanıtıdır.

                  TRACECA’nın bölgedeki gücü ve etkisi, düzenlenen bölgesel konferanslarla ve seminerlerle, IFI programı ile yakın ilişkisiyle, TRACECA danışmanlığı ve direk yatırım projeleri ve de ticari nakliyatçıların koridoru kullanmaktaki artışı ile görülebilmektedir.     

                  TRACECA sayesinde, üye ülkelerin hızlı ve ucuz taşımacılık faaliyetleri ile ticaret hacimlerinde genişleme görülmüştür. Küreselleşen dünyada TRACECA’nın stratejik önemi gelişmekte olan ülkelerin de dikkatini çekmiştir. Bu fırsatlardan yararlanmak isteyen Türkiye de üyelik girişimlerine başlamıştır.

 

            TÜRKİYE’NİN TRACECA’YA ÜYELİĞİ
  

            Türkiye, başlangıçta projeye dahil edilmemiş, ticaret hattı olarak AB, ulaşımın Bulgaristan’a Gürcistan üzerinden Rusya ve Türkiye olmaksızın sağlanmasını amaçlamıştır. Ancak Türkiye daha sonra MLA’ya taraf olarak koridorun güzergahını Londra-Bulgaristan-İstanbul-Ankara-Gürcistan olarak değiştirmiştir. Türkiye, 8 Eylül 1998 tarihinde imzaladığı MLA’yı 24.10.2001 tarihinde onaylamıştır. 24-25 Nisan 2002 tarihlerinde Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te gerçekleştirilen TRACECA Hükümetlerarası Komisyonu’nun (IGC) Bakanlar Konferansı’nda, Türkiye, Bulgaristan ve Romanya’nın TRACECA Programı’na dahil edilmesi kabul edilmiştir. Bu üç ülkenin de tam üyeliğinden sonra TRACECA haritası Türkiye’yi de kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmiştir. Türkiye açısından transit geçişlerde karşılaşılan en önemli sorunlar; yol vergilerinin ve geçiş ücretlerinin yüksekliği, sınır kapılarında uzun süreli beklemeler, gümrük işlemlerinin yavaş ve rasyonellikten uzak olması, bazı kavramların ülkeler arasında farklı kullanılması ve yolların yetersizliğinin yanısıra bakım ve onarımın yapılmaması, yolların geçiş emniyetinin az olması olarak sıralanabilir.

               Türkiye’nin TRACECA’ya katılmasıyla ikili ilişkilerinin artacağı, sorunların çözüleceği ve üçüncü ülkelerle ilişkilerin daha da artacağı görüşü hakimdir.

 

            TRACECA-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ

       

            Bilindiği gibi, TRACECA, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerini Kafkasya ve/veya Karadeniz üzerinden Avrupa'ya bağlanmasını sağlamak amacıyla Avrupa Birliği tarafından oluşturulan bir Doğu-Batı koridorudur.

            Türkiye, Romanya ve Bulgaristan'ın programa tam üyeliği deklare edildikten sonra, TRACECA haritası/şebekesi Türkiye de içinde yer alacak şekilde yeniden düzenlenmiştir.

            Aralık 2002 tarihinde Barış TOZAR Türkiye TRACECA Ulusal Sekreteri olarak atanmıştır.

            Ocak 2003 tarihinde, Ulusal Sekreterin girişimi ve çabaları sonucunda, kendisinin başkanlığında, Ulaştırma Bakanlığı'nda TRACECA Ulusal Sekretarya'sı Bürosu kurulmuştur. Haftada bir gün büroda çalışmak üzere ilgili Kuruluşlardan (Demiryolları, Kara Ulaştırması, Denizcilik Müsteşarlığı ve UND) temsilciler görevlendirilmiştir. Oluşturulan söz konusu grup, Dışişleri Bakanlığı'nın da desteğiyle, Ulusal TRACECA faaliyetlerine bir ivme kazandırmış, ulusal görüş ve politika oluşturulmasına etkin bir katkı sağlamıştır. Bu çabaların sonucunda, IGC TRACECA toplantılarında Türkiye, önceki dönemlerle mukayese edildiğinde, saygın bir konuma gelmiştir.

             Sayın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Başkanlığında daha önce kurulan TRACECA Ulusal Komisyonu, üyelerini bazılarının görevden ayrılması nedeniyle, yeniden oluşturulmuştur.

              Bu dönemde önemli bir gelişme olarak, Ulusal TRACECA Web sitesi oluşturulmuş ve yeni gelişmelere paralel periyodik olarak güncelleştirilmektedir. Böylece, TRACECA bünyesinde yürütülen ulusal ve uluslararası faaliyetlerin kamuoyu ile paylaşılması sağlanmıştır. Üniversite ve diğer bazı kuruluşlardan, ulaştırma koridorlarına ilgi duyan veya araştırma yapan birçok kişi TRACECA bürosunu ziyaret ederek kendilerine detaylı bilgi sağlanmıştır. TRACECA hakkındaki son gelişmeleri ve projenin geldiği nokta bu siteden öğrenilmektedir. Sitede projenin Türkiye’de yarattığı önemli role de yer verilmektedir.

              Projede Türkiye, Avrupa'nın Orta Asya ve Kafkasya’ya ulaşımı için olanaklar sunması bakımından merkezi bir rol oynamaktadır. Bu kapsamda, TRACECA ulaştırma koridorunun Asya-Avrupa bağlantısını sağlayacak kolu olan Kars-Tiflis-Bakü demiryolu projesi, Başbakan Tayyip Erdoğan, Gürcistan Cumhurbaşkanı Mihail Şaakaşvili ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından Şubat 2007’de Tiflis’te imzalandı.

            Tarihi "İpek Yolu"nu demiryolu ağlarında yeniden canlandıracağı için "İpek Demiryolu" olarak nitelenen proje, batıda boğaz geçişli Marmaray demiryolu tüneliyle Avrupa demiryolu ağına, doğuda da Kazakistan ve Çin demiryolu hatlarına bağlanacaktır. En geç üç yıl içinde 400 milyon dolar harcanarak gerçekleştirilecek proje tamamlandığında, İngiltere’den hareket eden bir trenin kesintisiz bir biçimde Çin’e kadar gidebilmesi öngörülmektedir.

            Uluslararası ulaştırma ve enerji koridorları üzerinde yer alan Türkiye, lojistik ve ulaştırma yapısını bu konumuna uygun olarak yeniden yapılandırabilmesi halinde bölgede önemli bir lojistik üs konumuna gelecektir. Türkiye'nin lojistik üs olma hedefine ulaşabilmesi için deniz, kara, hava ve demiryolu taşımacılığı sektörlerinde özellikle TRACECA gibi projelerdeki aktif rolünü sürdürmesi önem arz etmektedir. Bu projeler ülkenin yurtdışı bağlantılarını güçlendirirken, yurt içinde demir yolu ve deniz yolları ulaşımı bağlantılarını iyileştirip, limanların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayarak, taşımacılığın etkinliğini de arttıracaktır. Küresel bir aktör olma yolundaki Türkiye'nin bu projeler ile ulaştırma sektörüne yaptığı yatırımlara hız kazandırması, ülke içi taşımacılığı dengeli bir şekilde yeniden yapılandırması önemli görünmektedir. Avrupa ulaştırma ağı, yeni oluşan Kafkas ve Orta Asya pazarlarına erişmesi halinde anlamlı ve işlevsel olacaktır. Bu noktada Türkiye, Orta Asya ve Kafkaslara ulaşım için Avrupa'ya olanaklar sunması bakımından merkezi bir rol oynamaktadır. Türkiye, üç kıtanın birleşme noktasındaki ayrıcalıklı coğrafi konumundan dolayı uluslararası taşımacılık için büyük potansiyel arz etmektedir. TRACECA projesinin tamamlanması ile demiryolu ve karayolu bağlantıları olan limanlardaki ana nakliyat merkezleriyle Türkiye, Avrupa-Asya yük trafiğinde merkezi bir üs olarak kullanılacaktır. Türkiye’nin, denize kıyısı olmayan ülkelere geçişte köprü olması nedeniyle önemli rolü vardır. Ayrıca Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya ülkelerinin kalkınmalarına yardımcı olmaktadır.

            Söz konusu proje, öngördüğü ulaştırma koridorları ile denize çıkışı olmayan Kafkasya ve Orta Asya Cumhuriyetlerinin uluslar arası pazarlarla bütünleşmelerini sağlayacak önemli bir aşamayı teşkil etmesinin ve bu çerçevede bölgedeki ekonomik büyümeye kayda değer bir katkı yapacak olmasının yanısıra, söz konusu devletlerin siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarını güçlendirecek ciddi bir katalizör olması bakımından da büyük önem arz etmektedir.

            Bu çerçevede Türkiye'nin, Bakü’de Gülistan Sarayı'nda gerçekleştirilen Zirve sırasında, TRACECA yol koridoru ile Pan-Avrupa ulaşım ağı arasındaki bağlantının en verimli şekilde sağlanmasına yönelik olarak yürüttüğü projeler hakkında verdiği bilgiler, ayrıca gerek üretici gerek tüketici ülkeler için acil bir gereksinim olan petrol ve doğal gaz nakil hatları bakımından, Hazar-Akdeniz boru hattının bölge ülkeleri ve enerji güvenliği açısından arz ettiği avantajlar konusunda yaptığı açıklamalar ve belki de en önemlisi, birlikte yaşama ve çalışma ruhuna dayalı olarak ortaya koyduğu vizyon, Türkiye’nin bu hayati rolünü bütün açıklığıyla gözler önüne sermiştir.

            Sonuç olarak, ülkemizin de aktif bir şekilde yer aldığı projenin bölgesel işbirliğine ve istikrara yapacağı katkı çok büyüktür. Proje bu niteliğiyle, bölgemizdeki çatışmaların kaynağını oluşturan uyuşmazlık noktalarını ortak menfaatlerin potasında eritecek, ekonomik büyüme ve sosyal anlayışın gelişmesini sağlayacak ve böylece tarihi İpek Yolu’nun 21. yüzyılda küresel barışın yol haritası olması sonucunu doğuracaktır.

            Geçmişte kervanların Doğu’nun zenginliklerini Batı’ya taşıması gibi, şimdi de Avrasya Koridoru barışı ve huzuru Orta Asya’ya ve Kafkaslara taşıyacak ve medeniyetler arası anlayışı yayacaktır. TRACECA Zirvesi bu yolda atılan önemli bir adımdır.

            Gerçekten, tarihi İpek Yolu'nun sadece Doğu’nun baharatı ile ipeğini Batı’ya taşımadığı, aynı zamanda Doğu uygarlığı ile Batı medeniyeti arasında bir kültürel değişim köprüsü olduğu da göz önünde tutulduğunda, küreselleşme yönünde büyük dönüşümler yaşayan günümüz dünyasının ekonomik, siyasi ve teknolojik şartları karşısında, TRACECA projesinin bölgesel barış ve istikrarın sağlanmasında oynayacağı rol göz ardı edilemez.

            Bu bağlamda, asırlar boyunca tarihi İpek Yolu’nun güzergahı üzerinde önemli bir yer tutan, ancak bundan daha önemlisi, Soğuk Savaş sonrası gelişmeler ışığında, gerek ekonomik, gerek sosyal, gerek siyasi bakımdan 21. yüzyılın en dinamik coğrafyasını teşkil etmeye aday Avrasya'nın kalbinde bir cazibe merkezi olarak duran Türkiye’nin de böylesine önemli bir projenin dışında kalmasını düşünmek mümkün değildir. Türkiye’nin bu özellikleriyle TRACECA idealine önemli bir katkı yapacağı aşikardır.

            Gerçekten de, İpek Yolu güzergahı üzerindeki ülkeler arasında en büyük karayolu taşıma filosuna sahip olan Türkiye, denize kapalı Orta Asya ve Kafkas ülkelerinin Karadeniz ve Akdeniz limanları ile tüm Avrupa ve dünya pazarlarına bağlanmasında kilit bir rol oynayacağı gibi, bölgedeki enerji kaynaklarının tüketici pazarlara taşınmasında da stratejik bir işlev görecek, ayrıca, hem Doğulu hem de Batılı kimliğini, sahip olduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti çerçevesinde uyumlu bir senteze dönüştürebilmiş olmasıyla da, bu iki farklı dünyanın felsefe, fikir ve anlayışları arasındaki yaşayan bağlantıyı oluşturacaktır. TRACECA’nın, Türkiye ile ilişkilerinde ekonomik ilişkilerin dışında sosyal ve kültürel etkileri de görülmektedir. Projenin, makro ekonomik verilerde sağladığı katkılardan da bahsetmekte fayda vardır.

 

              TRACECA Projesinin Türkiye’ye Olası Etkileri

           
            TRACECA projesinin, Türkiye’yi; ulaştırma sektörü, yabancı yatırımlar, turizm sektörü ve bölgesel kalkınma açısından etkilemesi beklenmektedir.

            Proje kapsamında Türkiye’nin de yer aldığı teknik destek projeleri sayesinde uluslar arası karayolu taşımacılığı önemli ölçüde rahatlayacaktır. Çünkü; sınır geçişleri kolaylaştırılacak, sınırlardaki gecikmeler en aza indirilecek, yolsuzluklar önlenecek, transit ücretler indirilecektir. Ayrıca hızlandırılan demiryolu yatırımları sayesinde ulaştırmanın karayolu-demiryolu ana sistemleri arasında daha dengeli olarak yapılması sağlanacaktır. Samsun ve İstanbul limanlarının altyapısının yenilenmesi ve AB standartlarına uygun hale getirilmesi sağlanacaktır.

            TRACECA projesi, tüm bölge ülkeleri için olduğu gibi Türkiye için de yabancı sermayeyi ülkeye çekecek bir katalizör görevi üstlenmektedir. Proje kapsamında yapılacak altyapı çalışmalarında AB, ABD ve Japonya gibi gelişmiş ülkelerin yatırımları ülkeye yönelecektir. Bu ülkelerin özellikle WB ve EBRD gibi finansman kuruluşları kanalıyla ulaştırma altyapı yatırımlarını üstlenmeleri Türkiye’nin kaynak sıkıntısı nedeniyle askıya almak zorunda olduğu, özellikle demiryolları ve limanların iyileştirilmesine yönelik yatırımların gerçekleşmesini sağlayacaktır.

            Ülkelerin önemli bir turizm potansiyeline sahip olmasına rağmen mevcut yolların yetersizliği, kaliteli ve güvenli ulaştırma hizmetlerinin verilememesi ve sınırlardaki olumsuz uygulamalar nedeniyle Türkiye ile bölge ülkeleri arasında turizm pek gelişme gösterememiştir. Ancak bölgedeki ulaşımın altyapı ve kalitesinin arttırılması ve bürokratik engellerin ortadan kaldırılması ile ülkeler arasında yolcu taşımacılığı ve dolayısıyla turizmi de olumlu yönde etkilemesi beklenmektedir.

            TRACECA dolayısıyla ulaştırma sektöründe de belli bir istihdam artışı sağlanabilecektir. Özellikle eğitilmiş ve nitelikli işgücü bu sektörde daha fazla yer alabilecektir. Böylece istihdam artışı nedeniyle bölgesel gelişme gözlenebilecektir.

            Söz konusu proje içerdiği ulaştırma koridoru ile Avrupa ve Asya pazarlarının uluslar arası pazarlarla bütünleşmelerini sağlayacak önemli bir projedir. Proje; transit geçişlerin güvenli ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi, bölgelerarası iş birliğinin sağlanması, ticaret ve ulaştırma sistemlerindeki sorunların giderilmesi ve kolaylaştırılması, ulaştırma sistemlerinin iyileştirilmesi, yapılan yatırımların arttırılması gibi hususlar üzerinde yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin sahip olduğu özellikle karayolu ve demiryolu ulaştırma koridoruyla lojistik üs olma yolundadır. Türkiye; karayolu, demiryolu, deniz ve hava ulaşımını geliştirip daha verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayarak taşımacılıkta merkez üs rolünü üstlenebilir. Bu da bölgelerarasında iş birliğinin ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunacaktır. Bu ulaştırma koridorunda, Türkiye’nin stratejik konumu ve önemi nedeniyle projenin dışında kalması düşünülemez.

            1980’li yıllarda Türkiye’nin ihracatı arttırmaya yönelik politikalar izlemesi nedeniyle dış ticaret hacmi artış göstermiştir. Bu artış, daha fazla deniz ticaret filosu ihtiyacını doğurmuştur. Türkiye’de ulaşımın büyük bir kısmının karayoluyla yapılması sebebiyle mevcut olan karayolları büyük bir gelişme göstermiştir. Karayollarında görülen gelişmeyi demiryolları gösterememiştir. Bunun nedeni, demiryolu altyapı yatırımlarının maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Hava yolu taşımacılığında maliyetlerin yüksek olması sektörün gelişimini engellemektedir. Maliyetleri düşürmek için ilerleyen yıllarda gerekli düzenlemelerin yapılması amacıyla bu sektör üzerinde durulacaktır.
        
            TRACECA projesi Türkiye’nin bazı sektörlerini etkileyecektir. Bu olası etkiler; ulaştırma sektörü, yabancı yatırımlar, turizm sektörü ve dolayısıyla bölgesel kalkınma açısından olacaktır.

TINA - TÜRKİYE (Technical Assistance to Transportation Infrastructure Needs Assessment for Turkey )



      TINA – TÜRKİYE

             Türkiye’nin Ulaştırma Altyapısı İhtiyaç Değerlendirmesi Teknik Yardım Çalışması


Eylül 1995'te, AB Ulaştırma Konseyi ile ortak ülkelerin Ulaştırma Bakanları arasında düzenlenen ilk Yapısal Diyalog neticesinde, diğer girişimlere ilave olarak, Ulaştırma Altyapı İhtiyaçlarının Değerlendirilmesi (Transport Infrastructure Needs Assessment - TINA) girişimi AB'ye üyelik sürecindeki aday ülkeler için tavsiye edildi.

 Temmuz 1996'da, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi, Kurucu Anlaşma'nın 155 inci maddesine dayanarak, Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı'nın (Trans-European Transport Network - TEN-T) geliştirilmesi için Karar Kılavuzu'nu kabul etti.

Söz konusu kılavuz, karayolu taşımacılık ağları için taslak planları ve havaalanları veya limanlar gibi taşımacılık ağı kavşakları için kriterleri içerir. Kılavuzlar, taşımacılık sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak üzere çok modlu taşımacılık ağının geliştirilmesi için Birlik tarafından yapılan niyet beyanı niteliğindedir.

Avrupa Komisyonu; Nisan 1997'de Helsinki'de düzenlenen 3. Pan-Avrupa Taşımacılık Konferansı'nda, tüm kıtaya hizmet eden Avrupa taşımacılık ağları için Avrupa Birliği'nin Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı'nın (TEN-T) ve bunun gelecekteki yeni üyelere uzantısının son derece önemli bir rol oynadığı bir yapı önerdi (COM 97(172)). Bu yapı daha sonra Helsinki Konferansı beyanına dahil edildi. Komisyon, söz konusu ortamda, 1692/96/EC sayılı Kararın kriterlerini kullanarak, genişleyen Avrupa Birliği'nde gelecekteki Trans-Avrupa Ulaştırma Altyapı Ağı'nı tanımlamak amacıyla TINA sürecini başlattı. Komisyon söz konusu çok taraflı sürecin başından sonuna kadar Ön Müzakere Stratejisi'nin tamamıyla, özellikle de Müktesebatın kabulüne yönelik Müzakere Ortaklıkları ve Ulusal Programlar ile tutarlı olmasını sağlamış bulunmaktadır.

TINA süreci, o dönemde AB'ye aday ülkeler olan; Estonya, Letonya, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Macaristan, Polonya, Slovenya, Romanya, Bulgaristan ve Kıbrıs'ın topraklarında çok modlu taşımacılık ağının geliştirilmesini başlatmak üzere tasarlandı. Söz konusu iş, Kasım 1999'da tamamlandı.

TINA Ağı, o dönemden bu yana, TEN projesinin gelecekteki uzatısı ve finansmanı için tartışma zeminini oluşturmuştur. TINA Ağı'nın geliştirilmesi, Avrupa Birliği topraklarında Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı'nın (TEN-T) geliştirilmesi için Kılavuzlarda ortaya koyulan kaidelere, amaçlara ve kriterlere uymaktadır. (1692/96/EC sayılı Karar)

          TINA sürecinin 1996'da başlamış olmasına ve Türkiye'nin o dönemde TINA'ya katılmak üzere seçilen aday ülkelerden biri olmamasına rağmen, Türkiye'nin Avrupa Taşımacılık Ağları'na entegrasyonunun; bölgesel, sosyal ve ekonomik açıdan son derece önemli olduğu düşünülmektedir.

TINA sürecinin Türkiye'ye uzantısı; Türkiye'nin taşımacılık altyapısını, diğer katılımcı ülkelerdeki TINA ağının şartları ve TEN Kılavuzu nezdinde değerlendirmelidir (1692/96, 1346/2001 ve 884/2004 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Kararları).

Bu proje, ilk olarak, Türkiye'de Trans-Avrupa Taşımacılık Ağı'nın (TEN-T) gelecekteki uzantısı için bir temel olarak düşünülebilecek taşımacılık ağını tanımlamayı amaçlamaktadır.

          Altı demiryolu projesi, İzmir-Ankara, Bandırma-Menemen, Samsun-Kalın, Bandırma-Bursa-Osmaneli, Mersin-Adana-Toprakkale ve Irmak-Zonguldak projeleri, ülkenin ana limanları vasıtasıyla ulaştırma gelişimini desteklemekte ve bu nedenle Türkiye’de eşgüdümlü intermodal ulaştırma ağının önemli bir bileşenini oluşturmaktadır. Bu demiryolu projeleri, gerek Akdeniz’de (Ege ve Marmara Denizleri dahil) gerekse Karadeniz’de önemli limanlara demiryolu bağlantılarını geliştirecektir.

             • İntermodal ulaştırmanın basarıyla geliştirilmesine, ülke genelinde planlanan 6 konteyner terminali (lojistik merkezler) katkıda bulunacaktır.

            • Beş öncelikli liman projesi ( İzmir Limanında Konteyner Limanının Genişletilmesi, Derince Konteyner Terminali İnşaatı, Çandarlı Limanı İnşaatı, Mersin Konteyner Limanı İnşaatı ve Filyos Limanı İnşaatı), demiryolu öncelikli projeleri kapsamında iyileştirilecek demiryolu bağlantılarına bağlanmaktadır.

            • Öncelikli 5 liman projesi, Avrupa Komisyonu tarafından geliştirilen Deniz Otoyolları (MoS) kavramının bir parçasını oluşturmak için çok uygundur. Bu kavram, önemli Türk limanları ile de bağlantıları kapsayan bölgedeki uluslararası denizyolu koridorlarını yansıtmaktadır. Bu kavram kapsamında Mersin ve Samsun limanları hâlihazırda MoS limanları olarak belirlenmiştir.
            
            Türkiye’de Ulaştırma Altyapısının Türlere Göre Finansmanı - Limanlar ve Lojistik Terminalleri
            Limanlar ve lojistik terminalleri önemli yük trafiği üretim noktalarıdır. Bunlar, alternatif çözümlerin seçiminde çok önemli bir rol oynar, bu da finansman seçeneklerini etkilemektedir. Türkiye’de demiryolu ile yük taşımacılığının geleceği büyük olasılıkla, demiryolu taşımacılığı hizmetlerinin liman ve lojistik terminallerine getirilip getirilmeyeceğine bağlı olacaktır.
Liman ve lojistik terminallere ilişkin mevcut ortam kurumsal ve taşımacılık pazarı bakış açısından hızla değişmektedir. Bu değişiklikler limanlar için şimdiden önem kazanmış ancak iç bölge lojistik terminaller için etkileri daha sınırlıdır. Bunların önümüzdeki yıllarda evrimi, Türkiye’de demiryolu ile yük taşımacılığının geleceği açısından belirleyici olacaktır.
            Türkiye’de yakın zamanda gerçeklesen liman genişletmeleri iki olayın birleşmesiyle tetiklenmiştir.
            • Liman altyapılarının serbestleştirilmesi,
           • Hem konteyner trafiğindeki artış hem de intermodal RO-RO trafiğinin gelişimi sonucunda liman faaliyetlerinin artması.
            Limanların özelleştirilmesi Türkiye’de bir gerçek olup süreç, büyük limanları içine alarak, halen gelişmektedir
          Türk sahillerinde ve özellikle Marmara Denizi civarında konteyner ve RO-RO hizmetleriyle ilgilenen çok sayıda yeni özel liman ortaya çıkmıştır. Limanların, iç bölgede bulunan büyük bir kent merkezine bağlanmış olması doğrudan, iç bölgede bulunan lojistik merkezlerinin paralel olarak geliştirilmesi ihtiyacına bağlı olacaktır.
           
           Bu evrim içerisinde büyük limanlar önemli kapasite artısını gerektirecektir çünkü bunlar, büyük denizcilik şirketlerine ait gemilerin uğrayacağı önemli limanlar haline gelecektir. Şimdiye kadar birçok Türk limanı, denizcilik şirketleri uluslararası yapısında “besleyici” limanlar konumundaydı. Fakat, transit dahil trafikte beklenen önemli artısı yeni genişletme/yapım projelerinin karşılaması, Çandarlı ve Mersin limanlarının ana liman rolünü üstlenmesi beklenmektedir. Marmara Denizinde İzmit Körfezi, çeşitli sanayi tesisleriyle yoğun nüfusa sahip bir alandır. Tersaneler, fabrikalar, kimya sanayi için depolar, kağıt fabrikası, petrol rafinerisi gibi tesisler İzmir Körfezinde yer almaktadır. Burada, özel şirketlerin gemi yanaşma iskelelerinden üçüncü kişiler de faydalanmaktadır.
 Türk sahillerindeki liman sisteminden kaynaklanan diğer büyük itici güç RO-RO hizmetlerinin ve Deniz Otoyollarının gelişimidir. Türkiye Avrupa ile Akdeniz’de, Marmara Denizi ve Ege limanlarından, ayrıca Karadeniz boyunca ne kadar etkin bir şekilde RO-RO hizmetleri sağlanabileceğini şimdiden göstermiştir. Trieste ile olan RO-RO hizmetleri kapıdan kapıya karayolu hizmetleriyle etkin bir şekilde rekabet eden, en iyi uygulama örneği olarak sıkça gösterilmektedir.
Türk limanlarından geçen trafiği etkileyen bir diğer faktör uluslararası kısa-mesafe denizyolu taşımacılığı veya feribot hizmetleri alanında kendini gösterecektir. Bu, özellikle Dogu-Batı trafiği için boğazlardan geçişi önleyecek olan Marmara Denizi boyunca Bandırma limanından hizmetlerin verilmesi durumu için geçerli olabilir.
Tüm unsurlar, Türk denizcilik görünümünüzün ana iç bölge faaliyet ve nüfus merkezleri doğrultusunda şekillendirmesi muhtemel iç bölge ağının yer aldığı bağlamı belirlemektedir. Aynı durum,
            • Marmara Denizi ile Ege sahili arası,
            • Güneydeki Akdeniz sahili (ve nihayetinde Ege sahili) ile Karadeniz arası için de geçerlidir.
     
            Ağın yapılandırılmasında intermodal çözüme öncelik verilecektir çünkü:
            • bu çözüm, kara-deniz taşımacılık zincirine daha iyi uyarlanmıştır,
            • bu türden bir örgütlenme politik olarak tercih edilmektedir,
            • ve son olarak, demiryolu sektörü denizyolu konteyner ya da RO-RO taşımacılığında beklenen artıştan fayda sağlayabilir
.           Bu tür çözümlerin finansman modelleri, özel finansörleri de içerecek şekilde halihazırda oldukça açıktır. Ancak, bu modeller şimdilik denizyolu taşımacılığı ve liman faaliyetleriyle sınırlıdır.
              İntermodal lojistik zincirlerin iç bölge varış noktalarına uzatılması (veya “kara köprüsü” hizmeti) Türkiye’de çok gelişmiş durumda değildir. Bu tür uzantılar için, limanlara ve gelecekte de iç bölge lojistik terminallerine açık erişimin garantilenmesi amacıyla kamu-özel işbirliği çözümlerinin araştırılması muhtemelen önem arz edecektir.

17 Nisan 2012 Salı

INCOTERMS (DIŞ TİCARETTE TESLİM ŞEKİLLERİ)


INCOTERMS (DIŞ TİCARETTE TESLİM ŞEKİLLERİ)


             Uluslararası ticarete taraf olan firmalar farklı ülkelerde, bazen ayrı kıtalarda yerleşik bulunmakta olup çoğunlukla birbirlerini tanımamaktadırlar. Mallar, ülkeler ve kıtalar arası taşımalara konu olmakta, bu taşımalar sırasında mallarla ilgili olarak çeşitli risk ve maliyetler ortaya çıkmaktadır.

Maliyet ve risklerin ihracatçıya mı yoksa ithalatçıya mı ait olacağının taraflar arasındaki görüşmeler sırasında tespit edilmesi ve ticari sözleşmelerin buna göre yapılması gerekmektedir. Örneğin, taşıma işleminin kimin tarafından organize edileceği, taşıma bedelinin kim tarafından ödeneceği, taşıma sırasında malların hasara uğraması, kaybolması, çalınması gibi risklere karşıhangi tarafın tedbir alacağı, alıcının ödediği mal bedelinin neleri içerip neleri içermediği hususlarının baştan karara bağlanması gerekmektedir

Uluslar arası Ticaret Odası (ICC), çağımızın ticari teamüllerini göz önünde bulundurarak alıcı ve satıcın yükümlülük, maliyet ve risklerinin sınırlarını belirleyen çeşitli kavramlar tanımlamış ve bu kavramlara “Incoterms” adı verilmiştir. INCOTERMS İngilizce (international commercial terms) kelimelerinden bazı hecelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir terimdir.

            ICC 27 Eylül 2010'da Incoterms 2010 revizyonunu yayınlayarak güncellemiştir. Söz konusu revizyon, 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren uygulamaya geçmiştir. Incoterms 2010’da teslim şekilleri 13’den 11’e düşürülmüştür. Dört şart yürürlükten kaldırılmış, buna karşılık iki yeni teslim şekli oluşturulmuştur. Ayrıca INCOTERMS genel olarak iki gruba ayrılmıştır. Tüm taşıma türlerini kapsayan kurallar EXW - FCA - CPT - CIP - DAT - DAP - DDP olmak üzere yedi adet olarak  FAS - FOB - CFR - CIF kuralları da sadece suyollarıyla yapılan taşıma türlerini kapsamak üzere "deniz ve iç su taşımalarına özgü kurallar" sınıflandırması adı altında toplanmış ve FAS - FOB - CFR - CIF kuralları içeriğinde çok önemli değişiklikler yapılmıştır.

Tüm taşıma modlarını kapsayan kurallar
Kısa Tanımı
İngilizce Açılımı
Türkçe Açılımı
Kullanıldığı Taşımacılık Türü
Ex Works
Fabrikada Teslim
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
Free Carrier
Taşıma Vasıtasının Yanında Teslim
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
Carriage Paid To
......... kadar Navlun Ödenmiş
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
CIP
Carriage And Insurance Paid To..
(....... kadar Navlun ve Sigorta Ödenmiş
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
DAT
Delivered At Terminal
Teminalde Teslim
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
DAP
Delivered At Place
Belirlenen Noktada Teslim
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
DDP
Delivered Duty Paid
Gümrük Vergileri Ödenmiş Olarak teslim
Karayolu, Havayolu, Demiryolu, çok araçlı taşımacılık
Sadece deniz ve iç su yolunu kapsayan kurallar
Kısa Tanımı
İngilizce Açılımı
Türkçe Açılımı
Kullanıldığı Taşımacılık Türü
Free Alongside Ship
Geminin yanında teslim
Denizyolu, iç su yolu
Free On Board
Gemiye Yükleyerek (Küpeştesinden geçmiş) Teslim
Denizyolu, iç su yolu
Cost And Freight
Mal Bedeli ve Navlun Ödenmiş Olarak
Denizyolu, iç su yolu
Cost, Insurence And Freight
Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun Ödenmiş Olarak Teslim
Denizyolu, iç su yolu

Uluslararası teslim şekillerini (incotermsleri) tek tek ele alıp bu teslim şekillerinin alıcı ve satıcıya yüklediği sorumlulukları ortaya koyarsak;

1.      EXW (Ex Work: Ticari İşletmede Teslim)

Bu teslim şeklinde satıcı malları, sözleşmede belirtilen tarihte alıcıya veya onun emrine teslim etmek üzere işletmesinde hazır bulundurur. Alıcı malları işletmeden teslim alarak ihracı için gerekli belgeleri hazırlar gümrük işlemlerini tamamlayarak malları kendi ülkesine ithal eder. Malların işletmede teslim edilmesinden itibaren malla ilgili bütün masraf ve risk ile diğer yükümlülükler alıcı tarafından karşılanır. Örneğin, sözleşmede “EXW, Nisa Tekstil AŞ, Ankara, TURKEY” şeklinde yer alan ibare; satıcının Ankara’daki fabrikasında malları, satıcıya teslim etmesiyle sorumluluğunun biteceği anlamına gelir.

1.1.           Satıcının Sorumlulukları

  • Satıcı, malları sözleşme koşullarına uygunolarak hazırlayarak, belirtilen tarihte veya süre içerisindeyine anlaşmada belirtilen yerde (fabrika, depo, büro vb.) alıcıya veya emrine teslim edilmek üzere hazır bulundurur.
  • Malların teslim için hazırlandığını alıcıya bildirir.
  • Alıcıya ihracat ile ilgili belgelerin alınmasında yardımcı olur.
  • Alıcının istemesi halinde, tüm masraf ve riskleri alıcı tarafından karşılanmak üzere taşıma acentesi ile anlaşma yapar ve düzenlettiği taşıma belgesini varış yerinde malları teslim alabilmesi için satıcıya gönderir.

1.2.           Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malların taşıtılması için taşıma acentesi ile anlaşarak navlun (deniz ve nehir yolu ile taşınan eşya için, taşıma hizmeti karşılığında gemi şirketine ödenen ücret) bedelini öder.
  • Tüm masraf ve riskler kendisine ait olmak üzere ihracat ve ithalat işlemleri için
  • gerekli idari ve ticari belgeleri düzenler.
  • Malların ihracat ve ithalat ile ilgili gümrük işlemlerini yapar ve gümrük vergilerini öder.



2.                FCA (Free Carrier: Belirlenen Yerde Taşıyıcıya Teslim)

Taşıyıcıya teslim terimi, malların gümrük çıkış işlemlerinin satıcı tarafından tamamlanarak, taraflar arasında anlaşılan yer ve zamanda alıcının anlaşma yaptığı taşıma acentesine veya alıcının belirlediği bir şahsa, teslimi ile satıcının yükümlülüğünün sona ereceği anlamına gelir. Malın alıcının belirlediği taşıma acentesine veya şahsa tesliminden sonra tüm sorumluluk alıcıya aittir.

Eğer teslim, satıcının mahallinde gerçekleşecekse satıcı yüklemeden sorumlu olur. Teslim, satıcının mahalli dışında bir yerde ise satıcı malı yüklemekten sorumluyken, boşaltmadan sorumlu değildir. Örneğin, satıcı Ankara’da, teslim yeri İzmir’de ise bu durumda satıcı malları Ankara’dan yükletir ve İzmir’deki teslim yerine nakliye ücreti kendine ait olmak üzere gönderir. Mallar İzmir’deki teslim yerine ulaştığında malların nakliye aracından boşaltılması alıcıya aittir.

Alıcı, malları alması için kendisi bizzat taşıyıcı olmayan birisini tayin etmişse satıcı, malları bu kişiye bırakarak teslim yükümlülüğünü yerine getirmiş sayılır. Bu durum da malın ihracat gümrüklerini satıcı öder.

Bu terim çok vasıtalılar (bir malın bir yerden bir yere nakledilmesi durumunda birden fazla nakliye aracı değiştirmesi) dâhil, tüm taşıma işlemleri (demir yolu, karayolu, deniz yolu, havayolu, nehir yolu) için kullanılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, malın satıcının adresine ulaştırılmasında, birden fazla taşıma aracı değiştirmesi söz konusu ise satıcı, malın ihracat gümrüğünü ödeyip bu taşıma araçlarının ilkine malı teslim ettikten sonra sorumluluktan kurtulur.

Bu terim “FOB” terimine benzese de ondan temel farkı, FOB’da teslim noktası sadece gemi iken, FCA’da teslim yeri herhangi bir taşıma aracı olabilir. Örneğin, sözleşmede “FCA, Türk Hava Yolları, Atatürk Hava Limanı” şeklinde yer alan ibare; satıcının malları Atatürk Hava Limanında, Türk Hava Yolları uçağına ihraç gümrük vergileri ödenmiş olarak teslim etmesi gerektiği anlamına gelir.

2.1.           Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına göre malı hazırlar.
  • Alıcının ülkesinde istenen ve satıcının ülkesinden temin edilmesi gereken belgeleri düzenler.           
  • Malın ihracı ile ilgili gümrük masraflarını öder.
  • Alıcının istemesi durumunda, tüm masrafları alıcıya ait olmak üzere, taşıma acentesi ile anlaşır.
  • Malları belirtilen zaman ve yerde, taşıma acentesine veya alıcının belirlediği şahsa teslim eder.
  • Malın, teslim yerine ulaştırılması için gerekli nakliye ücretini ve yükleme ücretini öder.

2.2.           Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın kendi ülkesine ithal edilmesi için gerekli belgeleri düzenler, gerekli izinleri alır.
  • Malın ithali ile ilgili gümrük vergisi ve diğer masrafları öder.
  • Malın satıcı tarafından, kendisinin belirlediği veya anlaşma uyarınca satıcının anlaştığı taşıma acentesine tesliminden sonraki nakliye ücretleri ve yükleme boşaltma ücretlerini öder.
  • Belirlenen tarih ve yerde mallarını teslim alır.
  • İsterse mallarını sigortalatır ve sigorta giderini öder.



3.      FAS (Free Alongside Ship: Gemi Yanında Teslim)

Bu teslim şeklinde satıcı malları, sözleşmede belirtilen teslim yeri olan geminin yanına kadar getirmekle sorumludur. Mallar gemi rıhtımında ise yükleme yerine getirilerek, gemi açıkta ise mavnalarla geminin yanına kadar götürülerek teslim edilir. Bu teslim şekli sadece deniz veya nehir taşımacılığında kullanılabilir.

Satıcının malları belirlenen geminin yanına getirmesinden sonra, malların kaybolması veya hasar görmesi gibi rizikolar alıcıya aittir. Bu andan itibaren malla ilgili bütün masraflar ve navlun (taşıma ücreti) alıcı tarafından karşılanır.

Bu teslim şeklinde malın satın alınan ülkeden ihracatı ve satıcının ülkesine ithalatı için gerekli tüm belgeleri hazırlamak ve izinleri almak alıcıya aittir. Alıcı ayrıca malın ihracı ve ithali ile ilgili gümrük vergilerini ödemekle de mükelleftir.Fakat taraflar malın ihracatı için gerekli belgelerin ve izinlerin alınıp gümrük vergilerinin satıcı tarafından ödenmesi hususunda anlaşırlar ise bu durum sözleşmede açık bir şekilde belirtilir. Böylelikle malın gümrüklenmesi satıcı firmaya yüklenmiş olur.

Bu teslim şeklinde alıcı firma, malın ihracı için gerekli belgeleri hazırlayıp izinleri almak ve gümrük işlemlerini gerçekleştirmek zorunda olduğundan,malı alacağı ülkede bu işlemleri doğrudan veya aracı kullanarak yapabilecek güce sahip değil ise bu teslim şeklini seçmemeli veya bu işlemlerin satıcı tarafından gerçekleştirilmesi için satıcı ile anlaşmalıdır. Örneğin, sözleşmede “FAS, İzmir Limanı, TURKEY” şeklinde yer alan ibare; satıcının malları İzmir Limanında adı geçen geminin yanına getirmesi ile sorumluluğunun sona ereceği anlamına gelir.

3.1.     Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme şartlarına uygun olarak malları hazırlar.
  • Alıcının istemesi durumunda, bütün masraf ve riskler alıcıya ait olmak üzere, alıcının ülkesinde istenen gerekli belgeleri temin eder.
  • Malları sözleşmede belirlenen limanda, belirlenen tarihte, alıcının daha önce belirlediği geminin yanına getirir. Malların gemiye yükletilmesi satıcının sorumluluğunda değildir.
  • Malların teslim yerine götürülmesi için gerekli nakliye ücretini öder.
  • Alıcının istemesi durumunda, masrafları alıcıya ait olmak üzere yükleme belgesinin düzenlenmesini sağlar ve varış limanında alıcının malları teslim alabilmesi için alıcıya gönderir.

3.2.           Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın ihracı ve ithali ile ilgili gerekli belgeleri hazırlar.
  • İhracat ve ithalat işlemlerinin gümrük vergilerini öder.
  • Taşıma acentesi ile anlaşma yapar ve geminin yükleme limanına ne zaman varacağını satıcıya bildirir.
  • Satıcı tarafından yükleme için gemi yanına getirilen malları teslim alır.



4.                FOB (Free On Board: Gemi Bordasında Teslim)

Bu teslim şeklinde satıcı, ihracat için gerekli tüm belgeleri hazırlayıp, gümrük işlemlerini tamamladıktan sonra, malları belirtilen tarih ve yerde, alıcı tarafından temin edilen gemiye yükler. Mallar geminin küpeştesine (güvertesine) geçtikten sonra satıcı malı teslim etmiş sayılır. Bundan sonra meydana gelebilecek her türlü hasar, kayıp ve masraflar alıcının sorumluluğundadır.

Ülkemizde en çok kullanılan teslim şekli olan FOB, sadece deniz veya nehir taşımacılığında kullanılabilir. Ancak bu ifade malların teslim yerinden, ithalatçının fabrikasına kadar gemi ile taşınacağı anlamına gelmez. Bu teslim şeklinde mallar ithalatçıya veya onun temsilcisine bir gemiye yüklenmiş olarak teslim edilir. Bu teslimden sonra mallar belirli bir yere kadar gemi ile götürüldükten sonra, karayolu, demiryolu veya havayolu gibi diğer taşıma yollarıyla ithalatçının adresine taşınabilir.

Taraflar, malın gemi küpeştesini aşarak teslim edilmesi hususunda hem fikir değil iseler bu terim yerine FCA terimi kullanılmalıdır. Örneğin, sözleşmede “FOB, İzmit Limanı, TURKEY” şeklinde yer alan ibare; satıcının ihraç edeceği malları, ihraç için gerekli belgeleri hazırlayıp, gümrük vergilerini de ödedikten sonra, alıcı tarafından belirtilen tarihte, İzmit Limanında hazır bulunacak nakliye gemisinin güvertesine yüklemekle sorumluluktan kurtulacağı anlamına gelir.



4.1.     Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme şartlarına uygun olarak malları hazırlar.
  • Belirlenen tarih ve yerde, alıcı tarafından ayarlanan gemiye malları yükler.
  • Malların teslim yerine nakliyesi için gerekli taşıma ücretini öder.
  • Alıcının, ülkesinde kullanacağı belgeleri düzenler ve ihracatla ilgili gümrük işlemlerini tamamlar.
  • Malların gemiye yüklendiğini alıcıya bildirir.
  • Düzenlenen taşıma belgesini alıcıya gönderir.

4.2.     Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına göre mal bedelini öder.
  • Malın ithali için gerekli belgeleri hazırlar ve ithalata ilişkin gümrük işlemlerini tamamlar.
  • Taşıma acentesi ile anlaşarak, taşıma ücretini (navlun) öder.
  • Mallar satıcı tarafından gemi güvertesine yüklendikten sonra, malları teslim alır.



5.      CFR (Cost And Freight: Mal Bedeli ve Navlun Ödenmiş Olarak)

CFR teslim şeklinde, satıcı malları yüklenecek limana kadar getirir. Gümrük işlemlerini yapar, geminin taşıma ücretini öder ve malları gemiye yükler. Mallar gemiye yüklendikten sonra navlun dışındaki tüm masraf ve riskler alıcıya ait olur. Burada dikkat edilmesi gereken husus, malların varış limanına kadar ulaştırılması için ödenen nakliye (navlun) ücretlerini satıcının ödeyeceğidir.

Bu teslim şekli sadece deniz ve nehir taşımacılığında kullanılabilir. Bu teslim şeklinde sigorta yaptırma gibi bir zorunluluk yoktur. Eğer taraflar malların gemi küpeştesini aşarak teslim edilmesi niyetinde değillerse, CPT terimi kullanılmalıdır. Örneğin, sözleşmede “CFR, Mersin, TURKEY” şeklinde yer alan ibare; malların satıcı tarafından mersin limanından, ihracat işlemleri yapılmış, vergileri ve malın varış limanına kadar olan taşıma ücreti ödenmiş olarak ilgili gemiye yükleneceği anlamına gelir.

5.1.           Satıcının Sorumlulukları

  • Satıcı, sözleşme koşullarına uygun olarak malı hazırlar.
  • Alıcının ülkesinde kullanacağı ve ihracatçının ülkesinden tedarik edilecek belgeleri hazırlar.
  • Malın ihracıyla ilgili gümrük işlemlerini tamamlar ve gümrük vergilerini öder.
  • Taşıma acentesiyle anlaşma yaparak, malların varış limanına kadar olan navlun ücretini öder.
  • Yüklemenin yapıldığını ve muhtemel varış tarihini alıcıya bildirir.
  • Düzenlenen taşıma belgesini ve gerekli diğer belgeleri alıcıya gönderir.

5.2.     Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın kendi ülkesine ithali için gerekli belgeleri ve gümrük işlemlerini tamamlar.
  • İthalata ilişkin gümrük vergilerini öder.
  • Varış limanında malların boşaltım ücretini ve liman ücretini öder.
  • Mal varış limanına ulaştığında gecikmeksizin malları boşaltır.



6.      CIF (Cost, Insurence And Freight: Mal Bedeli, Sigorta ve Navlun Ödenmiş Olarak)

Bu teslim şeklinde, satıcı ihraç edeceği malları, gümrük işlemlerini tamamlamış, asgari teminat sağlayan bir sigorta yaptırmış olarak yükleme limanına getirir ve gemiye yükler. Bu teslim şeklinde satıcı ayrıca malın varış limanına kadar olan navlun (taşıma ücreti) ücretini de öder. Malın satıcı tarafından varış limanına kadar olan taşıma ücreti ödenerek, gemiye yükletilmesinden sonra ortaya çıkacak tüm masraflar ve riskler alıcıya aittir.

Bu teslim şeklini diğerlerinden ayıran özellik, malın satıcı tarafından yolculuk esnasında doğabilecek hasarlara karşılık sigorta ettirilmesinin zorunlu olmasıdır. Ancak yapılacak sigorta asgari teminat sağlayan bir sigorta olduğundan, alıcı malları daha geniş bir teminat ile korumak isterse, ya bu konuda satıcı ile mümkün olduğunca açık olarak anlaşmalı ya da kendisi ek sigorta yaptırmalıdır.

Bu terim sadece deniz ve nehir taşımacılığı için kullanılabilir. Ancak bu ifade malların teslim yerinden, ithalatçının fabrikasına kadar gemi ile taşınacağı anlamına gelmez. Bu teslim şeklinde mallar ithalatçıya veya onun temsilcisine bir gemiye yüklenmiş olarak teslim edilir. Bu teslimden sonra mallar belirli bir yere kadar gemi ile götürüldükten sonra, kara yolu, demiryolu veya havayolu gibi diğer taşıma yollarıyla ithalatçının adresine taşınabilir. Örneğin, sözleşmede “CIF, İskenderun Limanı, TURKEY” şeklinde yer alan ibare; malların satıcı tarafından, gümrük işlemleri ve sigorta yaptırılmış olarak, İskenderun limanından gemiye yüklenileceği ve varış yerine kadar olan nakliye ücretinin de satıcı tarafından ödeneceği anlamına gelir.

6.1.           Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak malı hazırlar.
  • Alıcının ülkesinde kullanacağı ve ihracatçının ülkesinden tedarik edilecek belgeleri hazırlar.
  • Malın ihracıyla ilgili gümrük işlemlerini tamamlar ve gümrük vergilerini öder.
  • Göndereceği malın sigortasını yaptırır ve sigorta ücretini öder.
  • Taşıma acentesiyle anlaşma yaparak, malların varış limanına kadar olan navlun ücretini öder.
  • Yüklemenin yapıldığını ve muhtemel varış tarihini alıcıya bildirir.
  • Düzenlenen taşıma belgesini ve gerekli diğer belgeleri alıcıya gönderir.

6.2.     Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın kendi ülkesine ithali için gerekli belgeleri ve gümrük işlemlerini tamamlar.
  • İthalata ilişkin gümrük vergilerini öder.
  • Varış limanında malların boşaltım ücretini ve liman ücretini öder.
  • Mal varış limanına ulaştığında gecikmeksizin malları boşaltır.



7.                CPT (Carriage Paid To….: Taşıma….’e Kadar Ödenmiş Olarak)

            “Taşıma ödenmiş olarak….” terimi, satıcının malları bizzat kendisinin seçtiği ve anlaşma yaptığı taşıyıcıya, malların, ihracı ile ilgili gümrük işlemleri yapılmış, belirtilen varış yerine gönderilmesi için gereken taşıma masrafları ödenmiş olarak teslim edeceği ve malları ilk taşıyıcının gözetimine devrettiği andan itibaren malla ilgili taşıma ücreti hariç diğer tüm masraf ve risklerin alıcıya geçeceği anlamına gelir.

            Bu terim çok vasıtalı olanlar da dahil, tüm taşıma şekilleri için kullanılabilir. Eğer malların belirlenen taşıma mahalline ulaştırılması için art arda taşıyıcılar (örneğin, belirli bir yere kadar kamyon, daha sona tren, gemi… gibi) kullanılıyorsa malların ilk taşıcıya teslimiyle masraflar ve risk (varış yerine kadar olan taşıma ücreti hariç) alıcıya geçmiş olur.

            Bu terimi izleyen yer ismi, teslim işleminin yapılacağı yeri ifade etmez. Ama hangi noktaya kadar navlun ve taşıma masrafların satıcı tarafından ödendiğini ortaya koyar. Örneğin, “CPT, Hamburg, Germany” şeklindeki ibare, malların Almanya’nın Hamburg şehrine kadar olan taşıma giderlerinin satıcı tarafından ödendiği anlamına gelir.

7.1.     Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak malı hazırlar.
  • Alıcının ülkesinde kullanacağı ve ihracatçının ülkesinden tedarik edilecek belgeleri hazırlar.
  • Malın ihracıyla ilgili gümrük işlemlerini tamamlar ve gümrük vergilerini öder.
  • Taşıma acentesiyle anlaşma yaparak, malların varış yerine kadar olan navlun ücretini (taşıma masraflarını) öder.
  • Yüklemenin yapıldığını ve muhtemel varış tarihini alıcıya bildirir.
  • Düzenlenen taşıma belgesini ve gerekli diğer belgeleri alıcıya gönderir.

7.2.     Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın kendi ülkesine ithali için gerekli belgeleri ve gümrük işlemlerini tamamlar.
  • Transit taşıma nedeni ile doğabilecek gümrük masraflarını öder.
  • İthalata ilişkin gümrük vergilerini öder.
  • Navlun bedeline dahil değilse, boşaltma masraflarını öder.
  • Mal varış yerine ulaştığında gecikmeksizin malları boşaltır.



8.      CIP (Carriage and Insurance Paid To….: Sigorta Dahil Taşıma…’e Kadar Ödenmiş Olarak)

            CIP teslim şeklinde satıcı, ihraç edeceği malları, ihracat gümrük işlemlerini tamamlamış, asgari teminat sağlayan bir sigorta yaptırmış olarak nakliye aracına yükler. Bu teslim şeklinde satıcı ayrıca malın varış yerine kadar olan navlun (taşıma ücreti) ücretini de öder. Malın satıcı tarafından varış yerine kadar olan taşıma masrafları ödenerek, nakliye aracına yüklenmesinden sonra ortaya çıkacak tüm masraflar ve riskler alıcıya aittir.

            Bu taşıma şekli, çok vasıtalı olanlar da dahil, her türlü taşıma şekli için kullanılabilir. Eğer malların belirlenen varış mahalline ulaştırılması için art arda taşıyıcılar kullanılıyorsa malların ilk taşıcıya teslim edilmesinden sonra, tüm risk ve hasarlar (malın varış yerine ulaştırılmasına kadar olan nakliye ücreti ve asgari sigorta hariç) alıcıya geçer.

            Bu terimde de aynı CIF teriminde olduğu gibi satıcının sadece asgari teminat sağlayan bir sigorta yaptırması ve ücretini ödemesi gerekir. Ancak alıcı olağandışı risklere (grev, savaş, doğal afet vb.) karşı sigorta yaptırılmasını istiyorsa primini kendisi ödemek şartıyla satıcıdan sigorta kapsamının genişletilmesini isteyebilir.

            CIP teslim şeklini CIF teslim şeklinden ayıran temel fark, CIF teriminde satıcı malı nehir veya deniz araçlarına (gemi vb.) yükleyebilmekteyken, CIP teriminde ise her hangi bir taşıma aracına yükleyebilir.

8.1.     Satıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak malı hazırlar.
  • Alıcının ülkesinde kullanacağı ve ihracatçının ülkesinden tedarik edilecek belgeleri hazırlar.
  • Malın ihracıyla ilgili gümrük işlemlerini tamamlar ve gümrük vergilerini öder.
  • Göndereceği malın sigortasını yaptırır ve sigorta ücretini öder.
  • Taşıma acentesiyle anlaşma yaparak, malların varış yerine kadar olan navlun (taşıma masrafları) ücretini öder.
  • Yüklemenin yapıldığını ve muhtemel varış tarihini alıcıya bildirir.
  • Düzenlenen taşıma belgesini ve gerekli diğer belgeleri alıcıya gönderir.

8.2.     Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malın kendi ülkesine ithali için gerekli belgeleri ve gümrük işlemlerini tamamlar.
  • İthalata ilişkin gümrük vergilerini öder.
  • Varış yerinde malların boşaltım ücretini öder.
  • Mal varış yerine ulaştığında gecikmeksizin malları boşaltır.



9.      DDP (Delivered Duty Paid: Gümrük Vergileri Ödenmiş Olarak Teslim)

            Bu teslim şeklinde DDU teslim şekli ile aynı prensiplere dayanır; ancak DDP teslim şeklinde satıcı ithalat işlemlerini de gerçekleştirir ve ithalatla ilgili gümrük vergilerini öder. Bu teslim şekli alıcının sorumluluğunun en az olduğu teslim şeklidir. Alıcı sanki ülke içerisinde herhangi bir firmadan mal alıyormuş gibidir.

            EXW terimi satıcı için asgari yükümlülük ifade ederken, DDP terimi azami yükümlülük gösterir. Bu teslim şekli satıcının doğrudan veya dolaylı olarak ithal izni alamadığı hallerde kullanılmamalıdır. Taraflar malların ithalinde ödenecek bazı masrafları satıcının yükümlülükleri dışında tutmayı arzu ediyorlar ise, bu durum satış sözleşmesinde açık bir ifade ile belirtilmelidir.

9.1.     Satıcının Sorumlulukları

  • Malları sözleşme şartlarına uygun olarak hazırlar.
  • İhracat ile ilgili tüm belgeleri hazırlar ve gümrük masraflarını öder.
  • İthalat ile ilgili tüm belgeleri hazırlar ve gümrük vergilerini öder.
  • Taşıma acentesiyle anlaşarak, teslim yerine kadar olan navlun bedelini öder.
  • Malları alıcının ülkesinde, daha önce belirlenmiş yer ve zamanda alıcıya teslim etmek üzere hazır tutar.

9.2.           Alıcının Sorumlulukları

  • Sözleşme şartlarına uygun olarak mal bedelini öder.
  • Malları önceden belirlenen tarihte, belirlenen yerde teslim alır.
  • Malın teslim yerine boşaltımını yapar, teslim yeri ile malın götürüleceği yer farklı yerler ise malın nakliyesini öder (taraflar aralarında anlaşmışlar ise bu malların boşaltımı ve alıcının işyerine kadar olan nakliye bedeli de satıcıya ait olur).




            "Terminalde Teslim" kuralı, satıcının malları belirlenen varma yerinde veya limanında belirlenen terminalde gelen taşıma aracından boşaltılmış bir şekilde alıcının tasarrufuna bırakmakla malları teslim ettiğini ifade eder. Terminal terimi, rıhtım, depo, konteyner sahası veya yol, demiryolu veya hava kargo istasyonu gibi üstü açık veya kapalı olabilecek herhangi bir yeri kapsar. Taraflar malların terminalden başka bir yere taşınması ve elleçlenmesi ile ilgili hasarın ve masrafların satıcı tarafından üstlenilmesini amaçlıyorsa, DAP veya DDP kuralları kullanılmalıdır.

            Malların, taşıma vasıtasınca boşaltılmak üzere varış noktasında alıcıya sağlanması (teslim edilmesini) anlamına gelip, daha önceki DEQ klozunun yerini alıp, DEQ’in aksine, multimodal (çoklu vasıta için) kullanılabilir. DAT Başka bir deyişle, Eşyanın alıcı ve satıcı tarafından belirlenmiş olan terminal noktasında (bu nokta bir liman ya da gümrük antreposu veya alıcının fabrikası olabilir) boşaltma masrafları satıcı tarafından karşılanmış olarak alıcının emrine bırakılmasıdır. Tüm gümrük işlemleri, masrafları, gümrükte doğan vergi, resim ve harçlar alıcıya aittir. Kaldırılan terimlerden DAF, DES ve DDU yerine getirilmiş bir terimdir. Malların belirlenen yere taşıma maliyetlerini/ terminal bağlantılı zarar risklerini satıcı üstlenir.

10.1.       Satıcının Sorumlulukları

·         Satıcı sözleşme koşullarına uygun malı hazırlamalıdır.

·         Satıcı, hasarı ve masrafları kendisine ait olmak üzere, malların ihracı için gerekli her türlü izni almalı ve malların ihracı veya teslimden önce başka bir ülkeden geçişi için gerekli gümrük işlemlerini tamamlamalıdır.

·         Satıcı, masrafları kendisine ait olmak üzere, malların belirlene terminale kadar taşınması için taşıma sözleşmesi yapmalıdır. Satıcının alıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapmak yükümlülüğü yoktur.

·         Satıcı, malları kararlaştırılan tarihte, varma yerinde veya limanında kararlaştırılan terminalde, gelen taşıma aracından boşaltarak alıcının tasarrufuna bırakarak teslim etmelidir. Eğer belirli bir terminal kararlaştırılmamış ise, satıcı kararlaştırılan varma yerinde veya limanında kendi amacına en uygun terminali seçebilir.

·         Satıcı, uygun olarak teslim edildiği ana kadar mallara ilişkin bütün masrafları ve uygulandığı ölçüde, malların yukarıda anlatıldığı şekilde tesliminden önce ihracat için gerekli gümrükleme masrafları ve ihracat için ödenmesi gereken bütün resimleri, vergiler ve diğer harçları, malların herhangi bir ülkeden geçişine ilişkin masrafları öder.

10.2.   Alıcının Sorumlulukları

·         Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.

·         Uygulandığı ölçüde, alıcı, hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, her türlü ithalat iznini veya diğer resmi izni almalı ve malların ithali için tüm gümrük işlemlerini tamamlamalıdır.

·         Malların yukarıda anlatıldığı şekilde teslim edildiği andan itibaren bu mallara ilişkin tüm masraflar alıcının sorumluluğundadır.

·         Alıcı, ihraç ülkesi yetkililerinim emrettiği yükleme öncesi muayene masrafları hariç olmak üzere, diğer zorunlu yükleme öncesi muayene masraflarını ödemelidir.




            "Belirlenen Yerde Teslim" kuralı, satıcının malları belirlenen varma yerinde gelen taşıma aracından boşaltmadan alıcının tasarrufuna bırakmakla teslim ettiğini ifade eder.

            Malların, taşıma vasıtasınca boşaltılmak üzere belirtilen belirli bir noktada alıcıya sağlanması (teslim edilmesi) anlamına gelir. DAP daha önceki DAF, DES, ve DDU’nun yerini almıştır. DAP başka bir deyişle, Eşyanın alıcı ve satıcı tarafından belirlenmiş olan boşaltma yerinde (bir liman iskelesi, gümrük noktası, havalimanı) boşaltma için hazır durumda nakliye aracının üzerinde alıcı emrine bırakılmasıdır. Tüm gümrük işlemleri, masrafları, gümrükte doğan vergi, resim ve harçlar alıcıya aittir. malların belirlenen yere taşıma maliyetlerini/ terminal bağlantılı zarar risklerini satıcı üstlenir.

11.1.       Satıcının Sorumlulukları

·         Satıcı sözleşme koşullarına uygun malı hazırlamalıdır.

·         Satıcı, hasarı ve masrafları kendisine ait olmak üzere, malların ihracı için gerekli her türlü izni almalı ve malların ihracı veya teslimden önce başka bir ülkeden geçişi için gerekli gümrük işlemlerini tamamlamalıdır.

·         Satıcı, masrafları kendisine ait olmak üzere, malların belirlene terminale kadar taşınması için taşıma sözleşmesi yapmalıdır.

·         Satıcının alıcıya karşı sigorta sözleşmesi yapmak yükümlülüğü yoktur.

·         Satıcı, malları kararlaştırılan tarihte, varma yerinde, eğer varsa kararlaştırılan noktada, gelen taşıma aracından boşaltılmaya hazır şekilde alıcının tasarrufuna bırakarak teslim etmelidir.

·         Satıcı, uygun olarak teslim edildiği ana kadar mallara ilişkin bütün masrafları ve uygulandığı ölçüde, malların yukarıda anlatıldığı şekilde tesliminden önce ihracat için gerekli gümrükleme masrafları ve ihracat için ödenmesi gereken bütün resimleri, vergiler ve diğer harçları, malların herhangi bir ülkeden geçişine ilişkin masrafları öder.

11.2.       Alıcının Sorumlulukları

·         Sözleşme koşullarına uygun olarak mal bedelini öder.

·         Uygulandığı ölçüde, alıcı, hasar ve masrafları kendisine ait olmak üzere, her türlü ithalat iznini veya diğer resmi izni almalı ve malların ithali için tüm gümrük işlemlerini tamamlamalıdır.

·         Malların yukarıda anlatıldığı şekilde teslim edildiği andan itibaren bu mallara ilişkin tüm masraflar alıcının sorumluluğundadır. Taşıma sözleşmesi uyarınca bu masrafların satıcıya ait olacağının düzenlendiği haller dışında, malların belirlenen varma yerinde teslim alınabilmesi için gelen taşıma aracından boşaltılması için gerekli masrafları öder.

·         Uygulandığı ölçüde, malların ithali için ödenmesi gereken bütün resimleri, vergileri ve diğer harçları ve diğer masrafları alıcı ödemelidir.

·         Alıcı, ihraç ülkesi yetkililerinim emrettiği yükleme öncesi muayene masrafları hariç olmak üzere, diğer zorunlu yükleme öncesi muayene masraflarını ödemelidir.